Page 27 - Bulten86_NET23
P. 27

Makale   Rûmî, 6 Rebîü’l-evvel 604 [30.     yük babası ise bilgin Ahmed        Bahaeddin Veled ‘in Yunan
            Doğumu
                                                                                felsefesinden kaynaklanan ve
                                             Hatibî oğlu Celâleddin Hüseyin
            Mevlâna Celâleddîn-i
                                             Hatibî, Babası da Muhammed
                                                                                akla dayanan bir anlayış içinde
                                                                                bulunan bilginleri tenkit etmesi
                                             Bahâeddin Veled’dir. [Eflâkî
          Eylül.1207]’de İslam kültür ve
                                             1953: I/1-2; Sipehsâlâr 1977:
                                                                                sonucunda Belh ‘in tanınmış
          medeniyet tarihinde önemli
                                             17-18] Eflâkî ve Sipehsâlâr
                                                                                düşünürlerinden Fahreddin-i
          yere sahip olan ve geçmişte
                                             Mevlâna’nın soyunun anne
                                                                                Râzi ile aralarının açılması ve
          Horasan olarak adlandırılan
          bölgede; günümüzde de Afga-
                                             tarafından da Hz. Ebû Bekir’e
                                                                                eddin Muhammed Hârizmşah
          nistan sınırları içinde kuzeyde,
                                             ulaştığını söylerler ancak
                                                                                ‘ın da dahil olmasıdır. [Eflâkî
          Özbekistan’ın da güneyinde         tarafından Hz. Ali’ye, baba        bu anlaşmazlığa Sultan Ala-
                                             Mevlâna’nın ve Sultan Veled’in
                                                                                1953: I/5-9; Sipehsâlâr 1977:
          yer alan bir şehir olan Belh’te    eserlerinde, geçmişte büyük        20-21] Muhtemelen onu göçe
          dünyaya gelmiştir. [Eflâkî 1953:   önemi olan bu bilgilerden söz      sevk eden hususlardan biri
          I/77; Sipehsâlâr 1977: 33]         edilmez, dolayısıyla her iki mü-   de yaklaşan Moğol tehlikesini
            Adı                              ellifin de tarikat gayretiyle böy-  sezmiş olmasıdır. Nitekim on-
 Belh, 30.Eylül.1207- Konya, 17.Aralık.1273  le bir yakıştırmada bulunduğu      ların Belh ‘i terk edişinden kısa
            Mevlâna, Mesnevî’nin ön          düşünülebilir.                     bir süre soma şehir Cengiz ‘in
          sözünde adının Muhammed                                               orduları tarafından yerle bir
          olduğunu belirtir. Dedesinin         Babası                           edilmiştir [Eflâkî 1953: I/17-18].
          adı olan Celâleddin de babası        Sultânu’l-Ulemâ Bahâeddin
          tarafından verilen ikinci is-      Veled                              Diğer yandan bir başka sebep
                                                                                de; Bahâeddin Veled ‘in vaaz
          midir. Mevlâna, Rûmî, Belhî,                                          ve sohbetlerinin çevrede geniş
          Hudâvendigâr, Hünkâr, Mollâ-         Mevlâna’nın babası Mu-           yankılar uyandırması ve çok
          yı Rûm, Mevlevî ve Hz. Pîr ise     hammed Bahâeddin Veled, iki
          kendisine sonradan verilen         yaşındayken babası Hüseyin         sayıda seveni olması nedeniyle
          lakaplardır. Sultan anlamın-       Hatibî’yi kaybetmiş, Horasan       Horasan sultanının endişelen-
                                                                                mesi ve dünya saltanatında
          daki Hudâvendigâr lakabını,        sarayında son derecede di-
          Mevlâna’nın bilim alanlarındaki    rayetli ve kültürlü bir hanım      gözü olmayan Bâhaeddin Ve-
          üstünlüğüne işaretle yine ba-      olan annesinin terbiyesi ile       led ‘in bu durumdan rahatsız
          bası vermiştir. [Eflâkî 1953: I/   büyümüştür. Bahaeddin Veled,       olup Belh ‘ten ayrılmak isteme-
          77; II/285] Mevlâna lakabı ise;    bir şehzade olmasına rağmen        sidir.
          Konya’da henüz ders vermek-        dünya saltanatına istek duy-         1212 veya 1213 ‘te başla-
          le meşgul olduğu çok genç          mamış, kendisini ilim tahsiline    yan bu yolculuk Bağdat, Kûfe
          yaşlarda kendisine verilmiş;       vermiştir. [Eflâkî 1953: I/4]      yolundan Mekke, dönüşte,
          efendimiz veya hazret mana-          Bu çok zeki ve yetenekli genç    Şam, Malatya, Sivas, Erzincan,
          larına gelen, bilginler için bir   büyük babası ve Necmeddin-i        Akşehir ve nihayet Karaman ‘a
          unvan gibi kullanılan bu hitap     Kübrâ başta olmak üzere Tür-       kadar uzanır [Eflâkî 1953: I/13-
          zamanla yalnız ona has ve en       kistan alimlerinden feyiz almış;   22].  Bu uzun yolculuk boyunca
          meşhur adı ol muştur. Hünkâr       engin bilgisiyle ün kazanmış ve    konakladıkları her yerde saygı
          ve Mollâ-yı Rûm da müderrisli-     nihayet devrin meşhur bilgin       ile karşılanmışlar, bazen yıllar-
          ği sebebiyle kendisine verilmiş    ve din adamlarından üş yüz         ca kalmış, vaaz ve dersler ver-
 Beni bu köyden  isimlerdir. Rûmî lakabı ise,   kişi bir gece rüyalarında Hz.   mişler, bu arada, Şehâbeddin-i
                                             Peygamber ‘in Bahâeddin Ve-
                                                                                Suhreverdi, Ferîdûddin-i Attâr,
          Mevlâna’nın geçmişte Diyar-ı
 yabancı tutmayın,  Rûm adıyla anılan Anadolu’ya   led ‘e «Sultânu ‘l Ulema» [Bilgin-  Muhyiddin İbnûl-Arabî gibi
                                             ler Sultanı] unvanını verdiğini
                                                                                bilgin ve mutasavvıflarla görüş-
          yerleşmesi ve hayatının büyük
 sizin köyünüzde  kısmını o tarihlerde Anado-  görmüşler, o günden sonra        müşlerdir.
                                             Mevlâna ‘nın babası bu unvan-
          lu Selçuklularının başkenti
                                                                                  Karaman’a Geliş
                                             la anılmıştır. [Eflâkî 1953: I/4-5;
 kendi evimi arıyorum.  Mevlâna’nın   hayatı   Konya’da geçirmesi sebebiyle   Sipehsâlâr 1977: 18-20]  altı yaşlarında iken Belh ‘ten
                                                                                  Mevlâna henüz beş veya
          kullanılır. Mevlâna, günümüzde
 hakkındaki   bilgilerimiz;   batıda bu adla anılmaktadır.  Belh’ten Göç        başlayan yolculuk [Eflâkî 1953:
 Her ne kadar  eserlerinde   verdiği   bazı   Soyu   Bilginler Sultanı Bahâeddin   I/12,77] yıllar sürer ve nihayet
                                                                                o zamanki adı Lârende olan
            Mevlâna hem anne hem de
 ayrıntılara, oğlu Sultan Veled
 düşman yüzlüysem de  ’in  İbtidâ-nâme,  Ferîdûn-ı   baba tarafından bilginler ve   Veled, Belh ‘te çok sayıda müri-  Karaman ‘da bir süre ara ve-
                                                                                rilir. Karaman ‘da Subaşı Emir
                                             di olan, sohbet ve vaazları halk
          sultanlar barındıran asil bir
 Sipehsâlâr’ın Risâle ve Ahmed
 düşman değilim,  Eflâkî  ’nin  Menâkıbu’l-Ârifîn   aileye mensuptur. Annesi Belh   üzerinde büyük etki bırakan,   Musa ‘nın yaptırdığı medrese-
                                                                                de Bâhaeddin Veled derslerine
                                             çevresinde kendisini seven ve
          Emiri Rükneddin’in kızı Mü-
                                             sayan kalabalık bir topluluk
                                                                                devam eder [Eflâkî 1953: 1/22].
          mine Hatun’dur. [Eflâkî 1953:
 gerçi Hintçe söylüyorsam da  adlı  eserlerine  dayanır.  Bu   I/78] Babaannesi Horasan   bulunan bir din adamı iken   Mevlâna ‘nın annesi Mümine
 bilgiler çerçevesinde hayatını,
                                             [Sipehsâlâr 1977: 18-19], Belh ‘i
                                                                                Hatun burada vefat eder ve
          Sultanı Celâleddin Hârizmşah’
 aslım Türk’tür...  yan  sayfalardaki  başlıklar   [Harzemşah]ın kızı Melike-i   terk etmeye karar verir. Bu ka-  bugün Mader-i Mevlâna Türbe-
 altında vermek mümkündür.
                                                                                si olarak bilinen yere defnedilir.
          Cihan Emetullah Sultan; bü-
                                             rarın nedeni kaynaklara göre;
 24                                                                                                               25
   22   23   24   25   26   27   28   29   30   31   32