Page 28 - Bulten86_NET23
P. 28

Kendini küçük görmeyi bırak,                                                                                 “Ey ruh! Yaylaya çıkma çağı geldi
                                                                           Sen yürüyen bir evrensin.                                                                                      Ten kışlağını bırak sonunda
                                                                                                                                                                               Türkmen töresini kuşlardan öğren”


                                                                                                                                                                                                 Dîvân-ı Kebîr, Mevlâna Müzesi Nu.68, s. 211
               Evliliği                        katılmıyor, yücelmiş bir varlık    1242 ‘de ebedi âleme göç-                        Mevlana; «Hz. Muhammed,         yıs’ında Sultan Veled’le birlikte

               Mevlâna Karaman ‘da iken        olan insanın damdan dama           müştür. Türbesi halen Kayseri                  bütün peygamber ve velilerin      Konya ‘ya döner. [Sipehsalar
                                                                                                                                 reisidir. Büyüklük onundur.»
                                                                                  ‘dedir.
                                                                                                                                                                   1977: 126- 129]
                                               atlaması gibi hayvanların bile
            kendileriyle birlikte Belh ‘ten    yapabileceği işleri yapmasına                                                     der. Onun üzerine Şems: «Hz.
            göç eden Semerkandlı Hoca          itiraz ediyor; zamanını yalnızca     Şems-i Tebrîzî ile                           Muhammed, «Ya Rabbi seni             Bu kez Şems ‘in Konya ‘ya
            Şerefeddin Lala ‘nın kızı Gev-     dini bilimlerin tahsiline harcı-     Karşılaşması                                 tespih ederim, biz seni layık     gelişine herkes sevinir. Şems ‘in
            her Hatun ile evlenir. [Eflâkî     yordu.   [Eflâkî 1953: I/77]                                                      olduğun gibi bilemedik. ‘ dedi,   şerefine ziyafetler verilir, sema
            1953: l/22-23] O sıralarda on                                           Mevlana uzun Yıllar süren                    oysa Bayezid:  “Ben kendimi       meclisleri düzenlenir, sohbet ve
            sekiz yaşındadır. Bu evlilikten      Belh ‘te iken Mevlâna ‘nın       eğitimi neticesinde tefsir, ha-                tespih ederim, şanım ne kadar     muhabbet dolu günler başlar.
            oğulları Sultan Veled [1226]       lala veya atabek denilen ho-       dis, fıkıh, lügat, Arapça gibi                 yücedir.” buyuruyor» deyince;     Fakat bu huzur ve sevgi dolu
            ve Alâeddin [1227] dünyaya         calarından birisi de babasının     ilimleri tahsil etmiş, asrın önde              Mevlâna cevaben: «Bayezid ‘in     günler uzun sürmez. Ham kişi-
            gelirler. Yıllar sonra Gevher      müritlerinden Seyyid Burha-        gelen bilginlerinden olmuştu.                  susuzluğu bir yudumla dindi ve    ler yeniden kin ve kıskançlığa
            Hatun ‘u kaybeden Mevlâna,         neddin Muhakkik-i Tırmızî ‘dir.    «Bütün ömrümün hasılı şu uç;                   suya kandı. Halbuki Hz. Muham-    kapılır, Şems ‘e düşman olurlar.
            Kerrâ [Kira] Hatun ile ikinci ev-  Bahâeddin Veled göç ettiği         sözden fazla değildir: «Ham-                   med susuzluktan yanıyor, bir      Nihayet 5 Aralık 1247 gecesi
            liliğini yapmış ve bu evlilikten   zaman Seyyid Burhaneddin de        dım, piştim, yandım» diyen                     yudumla doymuyordu. Bayezid,      Şems aniden ortadan kaybolur.
                                                                                                                                                                   Bu iki seçkin velinin dostluğu-
            de Emir Muzaffereddin İlim         Tırmiz ‘e gitmişti. Bahâeddin      Mevlana; babası Sultanu‘l                      Hakk ‘ın ilk tecellisiyle kendini   nu idrak edemeyenler Şems’i
            Çelebi ile Melike Hatun dün-       Veled ‘in ölüm haberini alınca,    - Ulema ‘nın ve Seyyid Burha-                  nura gark olmuş gördü; daha
            yaya gelmişlerdir. [Eflâkî 1953:   Seyyid Burhaneddin, şeyhinin       neddin ‘in feyizleriyle pişmişti,              fazlasına bakmadı. Hz. Muham-     yok etmişlerdir. Bu gerçek
                                                                                                                                                                   Mevlana ‘ya söylenilmez, Şems
            II/465-466]                        emaneti olan Mevlâna’yı yalnız     fakat manevi yolculuğu  son                    med ise Cenab-ı Hakk ‘a her gün   ‘in gittiği haberi yayılır. Ancak
                                               bırakmamak amacıyla Konya
               Konya’ya                        ‘ya gelir ve onun manevi ter-      durağa  henüz  erişmemişti.                    daha çok yaklaşıyordu. Allah      Mevlâna’nın ölümünden sonra
                                                                                    Sayısı yüzleri bulan müritleri
               Yerleşmesi                      biyesini üstlenir. [Eflâkî 1953:   ve öğrencileri vardı. Bütün za-                ‘ın kudret ve yüceliğini günden   kaleme alınan kaynaklar onun
                                                                                                                                 güne artarak seyrettiği için; “Biz
                                                                                                                                                                   esrarlı ölümüne bir nebze ışık
                                               I/56-59; Sipehsâlâr 1977: 34]
               Bahâeddin Veled ‘in Kara-         Babasının ölümünden iki yıl      manını öğrencilerini eğitmek                   seni layıkıyla bilemedik.’ buyur-  tutarlar. Şemseddin-i Tebrizi     kavuşmayı diliyordu. Eşi Kira
            man ‘da bulunduğunu öğre-          soma [1233] Mevlâna, Seyyid        ve müritlerini irşat ile geçiri-               du” der. [Eflaki 1953:1/91-92,    ‘nin Konya ‘da bulunan türbesi     Hatun ‘un;  «Hudavendigar  Haz-
                                                                                  yordu.
            nen Sultan I. Alâeddin Keyku-      Burhaneddin ‘le birlikte Halep                                                    II/47-49]                         de Mevlâna’nın ölümünden son-      retleri ‘nin   dünyayı hakikat ve
            bad onu Konya ‘ya davet eder.      ‘e gider. Orada Kemâleddin           İşte bu haldeyken,                             Mevlana ve Şems dostluğu bu     ra mezarının üzerine inşa edilir.   manalarla doldurması için üç
            3.Mayıs.1228 ‘de Bahâeddin         bin Adîm ‘den ders alır. Daha      Mevlana’yı yakacak olan kıvıl-                 sözlerle başlar. Mevlâna, okut-   [Önder 1978: 81-85).               yüz veya dört yüz yıllık bir aziz
            Veled ailesi ve dostlarıyla bir-   soma Şam ‘a giden Mevlâna,         cım ortaya çıkar: Şemseddin-i                  mak, öğretmek, vaaz etmekten         Mevlana, Şems ‘i kaybettikten   ömrünün olması lazımdı.» söz-
            likte Selçukluların başkenti       burada dört veya yedi yıl kal-     Tebrizi. Şeyh Ebû Bekr-i                       elini eteğini çeker. Iki dost,    sonra bu ayrılığın üzüntüsüyle     lerine Mevlana: «Niçin? Niçin?
            olan Konya ‘ya gelir. Sultan       mış Muhyiddin İbnu ‘l-Arabî,       Tebrizi-i Sellebaf’ın müridi                   tasavvufi sohbetlere gömülür-     gönülleri yakan hasret dolu şi-    Biz ne Firavun ve ne de Nemrut
            ve şehir halkı onları yolda        Sadeddin El-Hamevî, Şeyh           olan Şems, ulaştığı manevi                     ler. Ancak öğrencileri ve halk    irler söyler. Divan-ı Kebir ‘deki   ‘uz Bizim bu toprak alemiyle ·ne
            karşılarlar. Sultan, sarayda       Osmane ‘r-Rûmî, Evhadûddin-i       derecelerle tatmin olma- miş,                  Mevlana ‘nın kendileriyle ilgisini   Şems mahlaslı şiirlerin büyük   işimiz var, bize bu toprak ale-
            kalmalarını teklif ederse de;      Kirmanî ve Sadreddin-i Konevî      olgunluk arayışıyla diyar diyar                kesmesine tahammül ede- mez,      kısmı bu dönemin mahsulüdür.
            Bahâeddin Veled bilginlere         ile sohbetlerde bulunmuştur.       geziyor, bu yüzden kendisine                   kıskançlıkla Şems aleyhinde       Bu arada Şems ‘i aramak için       minde huzur ve karar nasıl olur?
            medresenin uygun olduğunu          [Eflâkî 1953: l/80, 86, 391;       uçan Şems anlamında Şems-i                     dedikodulara başlarlar. Bu dost-  Şam ‘a giderse de, bulama-         Biz, birkaç mahpusun kurtul-
            söyleyerek Altun Aba Medre-        Sipehsâlâr 1977: 35, 40]           Perende deniyordu. [Eflaki                     luktaki sırrı idrak edemeyenle-   mış; onu gönlünde yaşatarak        ması için bu dünya zindanında
                                                                                                                                                                                                      hapsolmuşuz. Yakında Hakk ‘ın
            sesi ‘ne iner; ders ve sohbet-                                        1953: 11/43]                                   rin düşmanca davranışları so-     aramaktan vazgeçmişti. [Eflaki
            lerine Konya ‘da devam eder.         Şam ‘dan Konya ‘ya dönün-          Rivayete göre Mevlana-                       nucunda Şems 1246 yılının Mart    1953: II/141; Sipehsalar 1977:     sevgili dostunun [Hz. Peygam-
            Sultan Alâeddin başta olmak        ce Seyyid Burhaneddin ‘in ya-      Şems karşılaşması ilk kez Şam                  ayında Konya ‘dan ayrılır ve Şam   131]                              ber ‘in] yanına döneceğimiz
            üzere pek çok müridi vardır.       nında hücreden hiç çıkmadan        ‘da olmuştu. [Eflaki 1953: 1/86,               ‘a gider. [Eflaki 1953: 1/93, II/59,   Ölümü                         umulur.» cevabını veriyordu.
            [Eflâkî 1953: l/25-27] Bütün       kırkar günlük üç çile çıkarmış;    11/47] Ancak bu iki velinin                    129; Sipehsalar 1977: 126]                                           [Eflaki 1953: II/2]
            ömrünü halkı irşat ile geçiren     bu süreyi yalnızca ibadet ve       dostluğunun başlangıcı olan                      Bu yüce dostun ayrılığından        Dünya bütün insanlar için bir      Nihayet 17 Aralık 1273 Pazar
            bilginler sultanı Bahâeddin        tefekkürle geçiren Mevlâna,        asıl karşılaşma yeri Konya ‘dır.               sonra Mevlana derin bir ıstıraba   misafirhanedir. Nice insanlar,    günü güneş batarken Mevlana
            Veled 23.Subat.1231 günü           arınmış bir nefis ve ilahî sır-    Şems, 29 Kasım 1244 tarihinde                  gömülür ve çevresiyle ilgisini    veliler, peygamberler bir sure     bu  alemden  göçer,  Hakk ‘a ve
            Hakk ‘a yürür. [Eflâkî 1953:       lara açılmış bir gönülle dış       Konya ‘ya gelir. Şekerciler Hanı               kesip, bir köşeye çekilir. Herkes   burada konaklamışlar, sonunda:   sevgili peygamberine kavuşur.
            l/29] Ardından Maârif adlı irfan   dünyaya dönmüştür. Çilenin         ‘na iner. O dönemde Mevlâna                    pişmandır. Bu sırada Mevlana      «Rabbine sen O ‘ndan razı,  O      [Eflak1: 1953: II/20; Sipehsalar
            hazinesi bir eser ve bir gönül     sonunda Seyyid Burhaneddin:        dört medre- sede birden ders                   ‘ya Şems ‘ten bir mektup ge-      senden razı olarak dön.» [Fecr,    1977: 113-114] Hak ve hakikat
            sultanı olan oğlu Mevlâna ‘yı      «Haydi yürü de insanların ru-      veren bir müderristir.                         lir. Mevlana sevinçle yeniden     89/ 28] davetine uymuşlardır.      güneşi artık bu ölümlü dün-
            bizlere miras bırakır.             hunu taze bir hayat ve ölçüle-       Bir gün Mevlâna, yanında                     sema etmeye, şiirler yazmaya,     1273 yılı kışında bu hitap Mevla-  yadan gurup etmiş, ölümsüz
               Eğitimi                         meyecek bir rahmete boğ, bu        öğrencileriyle Şekerciler Hanı                 dostlarına iltifata başlar. Onları   na  ‘yadır.                     alemde batmamak üzere yeni-
                                               suret âleminin ölülerini kendi
                                                                                                                                                                                                      den doğmuştur. İşte bu yüzden
                                                                                  ‘nın önünden geçerken onu
                                                                                                                                                                      Mevlâna, ansızın hastalanıp
                                                                                                                                 çekemeyenler pişman olurlar
               Mevlâna ‘nın ilk mürşidi ba-    mana ve aşkınla dirilt» sözle-     gören Şems, Mevlana ‘nın bi-                   ve Sultan Veled ‘in Şam ‘a gidip,   yatağa düşer. Son demlerinde     Mevlana ‘nın ölüm gecesine,
            bası Bahâeddin Veled ‘dir. O       riyle Mevlâna ‘nın eğitiminin      neğinin dizginini tutar ve bir                 Sems ‘i aramasını isterler. Sul-  olduğunu anlamıştır. Hastalık      ayrılık gecesi denilmez; dostuna
            büyük insanın terbiyesi altında    bittiğini, artık irşat ile görevli   soru sorar: «Ey dünya ve mana                tan Veled beraberinde Mevlana     haberi hızla yayılır. Herkes şifa   kavuştuğunu ve ebedi vuslata
            yetişen Mevlâna henüz küçük        olduğunu belirtir. [Eflâkî 1953:   bilgilerinin sarrafı, söyle! Mu-               ‘nın bir mektubu ile Şam’a gider,   dilemek, duasını almak için      erdiğini belirtmek için düğün
            bir çocukken olgunlaşmış,          I/87-89]                           hammed Hazretleri mi yoksa                     Şems’i bulur, yeniden Konya’ya    Mevlana ‘ya koşar. 0 ise, şifa     gecesi anlamında «Şeb-i arus»
            muhakeme sahibi olmuştur.            Seyyid Burhaneddin daha          Bayezid [sufi, 9. yüzyıl] mi                   davet eder. Şems, 1247 Ma-        istemiyor; bir an önce Hakk ‘a     denilir.
            Diğer çocukların oyunlarına        soma Kayseri ‘ye gitmiş ve         daha büyüktür?»

         26                                                                                                                                                                                                                              27
   23   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33