Page 143 - 014 IMAN VE KUFUR MUVAZENELERI YENI.indd
P. 143
ONUNCU MES'ELE 143
olur. Mânâlarını zîşuûrun zihinlerinde ve sûretlerini kuvve-i
hâfızalarında ve elvâh-ı misâliyede ve âlem-i gaybın defterlerin-
de dâire-i vücûdda bırakıp, sonra âlem-i şehâdeti terkeder, âlem-i
gayba çekilir. Demek, sûrî bir vücûdu bırakır, manevî ve gaybî ve
ilmî çok vücûdları kazanır.
Evet mâdem Allah var ve ilmi ihâta eder; elbette adem, i'dâm,
hiçlik, mahv, fenâ; hakikat noktasında, ehl-i îmânın dünyasında
yoktur. Ve kâfirlerin dünyaları ademle, firâkla, hiçlikle, fânîlikle
doludur. İşte bu hakikati, umumun lisânında gezen bu gelen darb-ı
mesel ders verip, der: “ Kimin için Allah var, ona herşey var. Ve
kimin için yoksa, herşey ona yoktur, hiçtir. ”
Elhâsıl: Nasıl ki îmân, ölüm vaktinde insanı i'dâm-ı ebedîden
kurtarıyor; öyle de, herkesin hususî dünyasını dahi i'dâmdan ve
hiçlik karanlıklarından kurtarıyor. Ve küfür ise, hususan küfr-ü
mutlak olsa; hem o insanı, hem hususî dünyasını ölümle i'dâm
edip manevî Cehennem zulmetlerine atar, hayatının lezzetlerini acı
zehirlere çevirir. Hayat-ı dünyeviyeyi âhiretine tercih edenlerin ku-
lakları çınlasın. Gelsinler, buna ya bir çare bulsunlar veya îmâna
girsinler, bu dehşetli hasârâttan kurtulsunlar!..
* * *