Page 24 - Adilname 2019 orjinal
P. 24

bir gecenin karanlığının böylesine bir mucizeye gebe olacağını kimse
                                                              bilemezdi.  Artık  tam  manasıyla  İstanbul  olmuştu  gözyaşlarının  garip
                                                              sızısıyla…


                                                              Koskocaman, uyandırılmaya hazır bir dev gibi… Onun İstanbul’u kuşatan,
                                                              yazılamayan, yazılsa bile okunamayan bir hikâyesi vardı. Buluştuğu bir
                                                              yamaç, sarılıp kucaklaştığı, gölgesi serin bir ağaç vardı. Görünmeyen
                                                              ıssızlığında  ne  çok  kayık  denize  açılırdı  böyle  gecelerde.  Hepsine  de
                                                              aynı  hasretle  açık  olurdu  İstanbul’un  kolları,  hepsine  birden  yeterdi
                                                              binlerce  yıllık  sırları.  Çözülmeyi  bekleyen  eşsiz  umutları…  Öylesine
                                                              hevesli sokaklarında misketinin peşinde yellere meydan okuyan hevesli
                                                              çocukları… Neşesiyle neşe katan damları, ormanları… Semaya karışan
        cek, diye mırıldandı balıkçı.


        Yüzünde beliren ışığın ay olmadığını anlayana dek telaşsız, yüzüne vuran
        soğuğun tehlikeli sulara karışıp çoktan yok olduğunu fark edene dek
        sersem… İstanbul içinde eşi benzeri bulunmayan bir tat bırakmışçasına
        gülümsüyordu. Adeta İstanbul’a teslim olmuş, o olmayı başarabilmişti.                                                                                   YAPAY ZEKA
        Hayalleriyle sevincinin bir pınara özenip susamış bir ceylana umut olması
        gibiydi İstanbul olmak. Kasidelerle anlatılan ulu hakanların uğruna can
        verdikleri toprakları, bir tepesinde arşa yükselen bir çınar gibi Topkapı’sı                                                                                         VE
        olmuştu  İstanbul’un.  Müslim,  gayrimüslim  tebaanın  omuz  omuza
        dikilmiş çağlara meydan okuyan yapıtlarını ağırlamıştı gönül sofrasında.                                                                                       DOKTORLAR
        Bir  zamanlar  meşaleleriyle  göğü  aydınlatan  yiğitlerini,  bayraklarıyla
        süsleyen  caddelerini  kucaklamıştı  İstanbul’un.  Hangi  birini  içine  alsa,
        okşasa ürperen duygularına bir diğeri ekleniyordu. Sadece bir annenin
        yavrusuna duyabileceği bir şefkatle sarıverdi balıkçı İstanbul’u. Şehrin                                                   YAPAY ZEKA NEDİR?                                 yardım edecek yapay zeka geliştirdi.Doktorlar bilinç kaybıyla ilgili
        aman dinlemeyen kuytularıyla avuttu sonu gelmez yalnızlığını…  birkaç kahkaha oldu mu ruhlara dolar kokusu, nefesi. Balıkçı kaybeder   Yapay zeka terimi ilk olarak  1956 yılında Stanford’da araştırmacı   doğrudan saptayamadıkları verileri yapay zekayla elde ettiler.

                                                              kendini  İstanbul’un  ufkunda,  seyyahlar,  gezginler,  nakkaşlar  gibi.   olarak  görev  yapan  John  McCarty  tarafından  ortaya  atıldı.Kısaca   Çinli robot firması iFlytek tarafından ilk defa yapay zekaya sahip
        Kayığını  heyecanlı  bir  yorgunlukla  meleklerin  arasına  doğru  çekti  ve   Bilmedikleri  şey,  İstanbul  olmalarıydı  oysa  hepsinin.  Onları  kendisine   yapay zeka bir bilgisayar yazılımının ya da makinenin insan gibi
        kayığından  indi.  Karnı  saatlerdir  aç  olduğundan  ağrıyordu,  aldırmadı.   bağlayan balıkçıydı, İstanbul’un ta kendisiydi.  düşünebilme,  hareket edebilme yetisidir.    robot doktor (Asistan doktor Al) üretildi.Asistan Al girdiği tıp sınavını
        Eline aldığı bir boya kutusu ve fırçayla teknesine verdiği adı değiştirmesi                                                                                                  geçerek  hastanede  çalışmaya  başladı.iFlytek  sözcüsü  yapay
        çok zaman almadı. Tuzlu sulardan çatlayıp yıpranmış ucuna simsiyah   Melekler ve şeytan, mavi sulara bata çıka baharın gelişini dans ederek   Günümüzde yapay zeka akıllı telefonlar, otonom araçlar başta olmak   zekanın bilgileri otomatik olarak kaydettiğini,bilgileri analiz edip ilk
        harflerle “Şeytan” yazdı. Şöyle bir geriye çekilip okumak istedi. Kendisiyle   kutluyordu. Balıkçı, ürkek bakışlarını daldan dala konduruyor, konacağı   üzere birtakım alanlarda kullanılmaktadır.  teşhisi koyabildiğini ve ileride tedavi konusunda doktorlara yardımcı
        gurur duyuyordu ve elbette İstanbul olmasında onu yalnız bırakmayan   en son dal, İstanbul oluyordu. Titreyen dudaklarından dökülen ezgilerle                                olacağını belirtti.Ayrıca şirketin genel müdürü  Liu Qingfeng, “Robot,
        “Şeytan” ile…                                         İstanbul’u  yâd  ediyor,  İstanbul  da  bülbüle  sevdalı  gülleri  kıskandıran   PEKİ YA YAPAY ZEKA SAHİBİ DOKTORLAR?   doktorların  yerini  alma  amacı  taşımıyor.  Tam  tersine,  verimliliği
                                                                                                                                                                                     arttırmak için insan-makine işbirliğinin ne kadar yararlı olabileceğini
                                                              kokusuyla onu çağırıyordu.                                           Bugün  dünyanın  çeşitli  bölgelerinde  yapay  zeka  ve  doktorlar   gösteriyor” dedi.
        Dalgaların insanları en savunmasız anlarında yakalayıp, bir gün gitmeyi                                                    üzerinde çalışmalar yapılmaktadır.
        umdukları kıyılara sürükleyebileceğini biliyordu. Ancak oldukça sıradan   Son  nefesinde  yine  “İstanbul”  diyerek  göğe  kaldırdı  ellerini.  Söz
        bir gecenin karanlığının böylesine bir mucizeye gebe olacağını kimse   geçiremediği  nabzını  yokladı.  Hızlı  hızlı  atıyordu  yüreği.  Çile  dolu   Singapur  Ulusal  Göz  Merkezi  araştırmacıları,  göz  hastalıklarını   Günümüzdeki gelişmelerden de görüldüğü üzere yapay zekanın tıp
        bilemezdi.  Artık  tam  manasıyla  İstanbul  olmuştu  gözyaşlarının  garip   hayatını lekeli ellerinden okuyabilmek mümkündü. Kulübesinin çatlamış   doktorlardan  daha  hızlı  teşhis  edebilen  yapay  zeka  sistemlerini   alanında kullanılmasının en büyük avantajı, sayısı oldukça fazla olan
        sızısıyla…                                            duvarlarına baktı, yalnızlığını anımsadı. Gözlerini hiç kırpmadan sükûnetle   ürettiler.Ekip lideri ve SNEC’in tıbbi direktörü Prof. Wong Tien Yin   hasta verilerinin analizini normalde bir insanın oluşturacağı süreden
                                                                                                                                                                                     çok  daha  kısa  sürede  analiz  ederek,  raporlayabilme  yeteneğidir.
                                                              İstanbul’u bekledi. Huzur kapladı her yanını, vedalaştı küçük dünyasıyla.   yapay zekanıın  sistemi, iş yükünü %80 oranında azaltabileceğini ve   Tabi tüm bu becerilerin ve gelişmelerin yanı sıra gelecekte yapay
        Dalgaların insanları en savunmasız anlarında yakalayıp, bir gün gitmeyi   Kokusunu iliklerine kadar hissettiği şehrinde, ait olduğu yerdeydi. Balıkçı,   insanlara bolca yeni vakit yaratabileceğini söyledi.
        umdukları kıyılara sürükleyebileceğini biliyordu. Ancak oldukça sıradan  asla son bulmayan bir benliğe yelken açmış, İstanbul olmuştu…                                       zeka doktorlarının görevlerini kötüye kullanmaları sonucu ortaya
                                                                                                                                   Çinli  bilim  insanları,  beyin  travması  geçiren  ve  bilinç  bozukluğu   çıkabilecek durumlar merak konusu.
                                                                                                                                   yaşayan insanların beyin hasarının tanımlanmasında doktorlara,

                                                                                HİKAYE:

                                                                                Zeynep Serra İŞLER                                     YAZI:


                                                                                                                                       Fatma Betül GÜLER




        22 | ADİLNÂME / 2019                                                                                                                                                                                         23 | ADİLNÂME / 2019
   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29