Page 156 - Bir Ölür Bin Doğarız - Kitap
P. 156
Çatışmada saatler geçiyordu, ama düşman bir türlü
“imha” edemiyordu bu beş gerillayı. Beş gerillanın silahla-
rından çıkan kurşunlar, binlerce katil sürüsünü durdur-
maya yetiyordu. Düşman sürüsü korkuyordu. Canları çok
tatlıydı ve ucuz kahramanlık yapacak halleri yoktu. Çünkü
gerilla düşmana bu zevki tattırmıyordu. Saatler birbiri ar-
dına geçiyor. 3 saat, 5 saat, 10 saat… Gerilladan şehitler ve-
rilmeye başlanmıştı. 14 saat olmuştu çatışma başlayalı…
Bölge komutan yardımcısı olan Kenan Gürz, Doğan Genç,
henüz 16’sındaki Cem Güler ve Figen Yalçınoğlu birbiri pe-
şisıra şehit düştüler. Saatler süren çatışmada sayıları binleri
bulan katil sürüsüyle çatışıp onlara kayıplar verdirirken,
kendileri de şehit düşmüştü.
15 saat dolmuştu… Birlikteki beş gerilladan 4’ü şehit
düşmüş, sadece Zehra öncü çatışmayı sürdürecek durum-
dadır. O Zehra ki, küçüklüğü yokluklar içinde geçmiş, bir
sağlık emekçisi olarak Lice’de savaş gerçeğiyle tanışmış,
Kürt halkına yapılan zulmü gözleriyle görmüştü. Yoksul
Kürt köylülerinin tedavilerini en iyi şekilde yapmak için
Kürtçe bilmediği halde Kürtçe öğrenmiş, üzerlerindeki tüm
baskılara göğüs germiş ve korkusuzca Diyarbakır Sağlık-
Sen’in kurulmasında görev almıştı. Ama en büyük özlemi
olan Dersim dağlarıydı. Ve işte şimdi oradaydı. İki yıldır
gerilla olarak dağlarda onurlu bir mücadele vermişti.
Ve çok önemli bir sınavla karşı karşıydı Zehra. 15 saat
boyunca yoldaşlarıyla birlikte düşmana kan kusturmuş-
lardı. Ama şimdi yalnızdı. Ve o, yalnızken de destansı dire-
nişler yaratılabileceğini kendi yoldaşlarından öğrenmişti.
Perihan Demirer, Sibel Yalçın yoldaşları onlarca yüzlerce
156