Page 19 - Bir Ölür Bin Doğarız - Kitap
P. 19
kalmaz”. Efelik, halkın zulme karşı koyuşunun Ege’de aldığı
biçimdir. Halk daima içerisinden efeler çıkarmış, onları kol-
lamış, onların yiğitliğine, baş eğmezliğine güvenmiştir. Hatta
öyle zamanlar olmuştur ki bir bölge efesiz kaldığında halk
söylenceler yaratıp dağları efesiz koymamış, kendilerine
zulüm edenleri korkutmasını bilmiştir. Ki zaten, hayalinde ya-
rattığı Efeyi bizzat bağrında yetiştiren de o dur…
Aydın - Nazilli’nin köylerine gidip köyün yaşlı kadınla-
rıyla sohbet etme fırsatı bulanlar mutlaka duyarlar. Gizemli
Kadın Efe, Tülay adında güzel ve yiğit bir Yörük kızıdır. Ev-
lenme hayalleri kurarken sevdiği, Osmanlı tarafından askere
alınıp gidenin dönmediği cephelerden birine gönderilir. Sev-
diğinden geriye sadece öldüğü haberi gelir. Tülay genç ya-
şında Osmanlı’nın yaşattığı acılarla tanışmaya başlar. Hem
de sevda acısıyla. Ve devamı da gelir…
O dönem bölgenin efesi olan Sinanoğlu Efe, Osmanlı ta-
rafından yakalanmış ve Atça - İsabeyli arasında halka gözdağı
olsun diye ulu orta idam edilmiştir. Efe’nin yokluğunu fırsat
bilen Ese Ağa adlı bir ağa Nazilli halkını ezmeye başlar. Köy-
lülerden mal alır, parasını ödemez, borç verir, zorla fazlasıyla
geri alır. Tülay’ın babasının Ese Ağa’dan alacağı vardır. Ağa-
nın varlığının yanında pul kadar değeri yoktur borcunun.
Ama zaten ağalar halkın elindeki üç kuruşa el koyarak ağa
olurlar. Borcunu ödemez Ese Ağa. Alacağını istemeye kona-
ğına gelen Tülay’ın babasını adamlarından birine vurdurur.
Tülay kızın babasından başka kimsesi yoktur. Babasını
vurup öldürenlerden hesap sorulması için karakola koşar. Ne
var ki karakol subayı Ese Ağa’nın dostudur ve Tülay’ı azarla-
yıp karakoldan kovar. Tülay bir daha gider karakola. Babası-
nın katillerini tutuklamalarını ister. Sinirlenen karakol
komutanı Tülay’a bağırır hakaretler eder ve eğer bir daha ge-
19