Page 314 - Bir Ölür Bin Doğarız - Kitap
P. 314
Düşmanın korkusu bu. Kafalarına inen halkın sopaları
karşısında ölü taklidi yapıyorlar. “Kaç, kaç” diye bağırıyorlar
birbirlerine. Halka silah sıkarken “kahraman” kesilenler, halkın
gücü karşısında böyle alçaklaşıyor, zavallılaşıyor.
İlk köşeyi dönünce de silahlarını kapıp halka kurşun yağ-
dırmaya başlıyorlar yeniden. Saldırıya geçen halka ve cadde-
deki ana korteje otomatik tüfeklerle ateş açılıyor. “Ölmek var
dönmek yok” diye haykırıyor halk. Ve yaylım ateş altında iler-
liyorlar.
Ateş altında zafer yürüyüşü bu. Bin yılların hesabı soru-
luyor.
SEZGİN, 17 yaşındaki Cepheli, en önde çarpışırken düşü-
yor. Gönlünde SPB savaşçısı olmanın tutkusuyla düşmana sal-
dırırken yaralanıyor. Taşları sımsıkı tutan eller, hastanede
ölümle dövüşürken çarşafa kanıyla Kurtuluş Cephesi’nin is-
mini yazacak.
Sezgin’in katilleri daha çok saldırıyorlar ama halk kork-
muyor, yüzlerle, binlerle zulme karşı hücuma geçiyor. Ve bir
can daha veriyor; FADİME BİNGÖL. 40 yaşındaki emekçi elle-
riyle düşmana taş savuranların arasında O da.
Şehitler veriliyor ard arda, öfke büyüyor, binler yürümeye
devam ediyor.
Polislerin yardımına askerler geliyor bu kez. Zırhlı Tuga-
yın halka düşmanlaştırılmış askerleri halkın öfkesini dizginle-
yemiyor. “Sivas’ta neredeydiniz!” diye hesap soruyor halk.
Asker, polis halk düşmanları halkın öfkesi karşısında korkuyla
titriyorlar. Gün halkın!
Bir panzerin üzerinde üç Cepheli. Panzer, çekiç ve sopa
darbeleriyle tahrip ediliyor. Artık halka su sıkamayacak.
Halkın direnişi sürerken “uzlaşmacılar” da halkı “sağdu-
314