Page 10 - KAALEM 2. SAYI
P. 10

İSTİKLÂL MARŞI'NI YAZMASI



                                                                                             ̧
           Millî  Eğitim  Bakanı  Hamdullah  Suphi  Bey'in  ricası  üzerine  arkadası  Hasan  Basri  Bey
                                     ̧
   kendisini  ulusal  mars  yarısmasına  katılmaya  ikna  etti.  Konulan  500  liralık  ödül  nedeniyle
                              ̧
                                                    ̧
                                                                                           ̧
       ̧
   baslangıçta katılmayı reddettiği bu yarısmaya, o güne kadar gönderilen siirlerin hiçbiri yeterli
   bulunmamıstı  ve  en  güzel  siiri  Mehmet  Âkif'in  yazacağı  kanısı  mecliste  hâkimdi.  Mehmet
                  ̧
                                      ̧
                  ̧
                                                                                                 ̧
                                                                                 ̧
                                                                        ̧
   Âkif'in yarısmaya katılmayı kabul etmesi üzerine kimi sairler siirlerini yarısmadan çektiler.
     ̧
                                                    ̧

                                                            ̧
   Sairin  orduya  ithaf  ettiği  Istiklâl  Marsı,  17  Subat  günü  Sırat-ı  Müstakim  ve  Hâkimiyet-i
   Milliye'de yayımlandı. Hamdullah Suphi Bey tarafından mecliste okunup ayakta dinlendikten
   sonra  12  Mart  1921  Cumartesi  günü  saat  17.45'te  ulusal  mars  olarak  kabul  edildi.  Âkif,  ödül
                                                                              ̧
                                                                                           ̧
   olarak verilen 500 lirayı Hilal-i Ahmer bünyesinde, kadın ve çocuklara is öğreten ve cepheye
   elbise diken Dar’ül Mesai vakfına bağısladı
                                                  ̧
                                          MISIR YILLARI

           Istiklâl  Madalyası  ile  ödüllendirilen  Mehmet  Âkif,  1922  yılında  sağlık  gerekçesi  ile
   milletvekilliğinden istifa etti. Yeni bir yurt bulması gerektiğini hissetti. Kendisini, ilk kez 1914
   yılında gittiği Mısır'a bir süredir davet eden Mısır Hıdivi Abbas Halim Pasa'nın davetini kabul
                                                                                            ̧
                                                            ̧
   etti  ve  böylece,  ilki  1923  yılı  olmak  üzere  kıslarını  Mısır’da  geçirmeye  basladı.Birkaç  sene
                                                                                                ̧
                               ̧
   yazları  Istanbul'da,  kısları  Mısır'da  geçiren  Mehmet  Âkif,  annesinin  ölümünden  sonra  1926

                                            ̧
      ̧
   kısında Mısır'a kalıcı olarak yerlesti.
        Mısır'da Kahire yakınlarındaki Hilvan'a yerlesti. Burada adeta inzivaya çekilerek Kur'an
                                                                ̧
                           ̧
   meali üzerinde çalısmayı sürdürdü, ancak ülkede ulusal din projesinin (Türkçe ezan ve ibadet)
   hayata  geçirilme  projesini  öğrenince  kendi  çalısmasının  bu  projede  kullanılmasından
                                                                   ̧
                               ̧
   çekinerek 1932'de anlasmayı feshetti. Âkif, kendi yazdıklarını dostu Yozgatlı Ihsan Efendi'ye

   teslim etti ve ölür de Türkiye'ye dönemezse yakmasını öğütledi.
             Mehmet  Âkif,  Mısır  yıllarında  Kur'an  yorumlamasının  yanı  sıra,  Kahire'deki  "Câmiat-ül
   Mısriyye"  adlı  üniversitede  Türk  dili  ve  edebiyatı  dersleri  verdi.  1934'te  çıkarılan  Soyadı
   Kanunu gereği "Ersoy" soyadını aldı.

                     TÜRKİYE'YE DÖNÜŞÜ VE VEFATI



                                                       ̧
                                                                                     ̧
       Siroz hastalığına tutulunca hava değisikliğinin iyi geleceği düsüncesiyle önce Lübnan'a,
                                                              ̧
   sonra Antakya'ya gitti, fakat Mısır'a iyilesememis olarak döndü. 17 Haziran 1936'da tedavi için
                                                     ̧

   Istanbul'a  döndü.  27  Aralık  1936  tarihinde  Istanbul'da,  Beyoğlu'ndaki  Mısır  Apartmanı'nda

   öldü.  Edirnekapı  Mezarlığı'na  gömüldü.  Mezarı  iki  yıl  sonra,  üniversiteli  gençler  tarafından
                                   ̧
                                                                               ̧
   yaptırıldı;  1960'ta  yol  insaatı  nedeniyle  kabri  Edirnekapı  Sehitliği'ne  nakledildi.  Mezarı,
                                   ̧
   Süleyman Nazif ve arkadası Ahmet Naim Bey'in mezarları arasındadır.
   Hazırlayanlar:         Meryem Sahin-Helin Eylül Demir   9-D
                                        ̧
                                                  .     .

            körfez atatürk anadolu lisesi                                                                    7
   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15