Page 87 - Kuran'da Münafık Karakteri
P. 87
Adnan Oktar (Harun Yahya)
Münafıklar çevrelerindekilere
vesvese vermek isterler
Müminlerin bulunduğu ortamlarda her zaman neşe, şevk ve can-
lılık hakimdir. Kendi aralarındaki konuşmaları da her zaman olum-
lu, tevekküllü, olayların hayır yönlerini hatırlatan ve Allah'ın vadet-
tikleri ile müjdeleşen bir üsluptadır. Ayrıca müminlerin konuşma-
larında en çok dikkati çeken noktalardan biri de, her an kaderin
şuurunda bir üslupla konuşmalarıdır. Örneğin bir tehlikeyi, olum-
suzluğu açıklarken dahi samimi olarak bu olayın kaderde olduğunu,
onda bir hayır olduğunu o cümlenin bütünlüğü içinde mutlaka vur-
gularlar.
Fakat münafıklar kalplerindeki hastalığı konuşmalarında da giz-
leyemezler ve olayları olumsuz, kaderi unutmuş bir şekilde, adeta
"felaket habercisi" üslubuyla anlatırlar. Dıştan aksilik gibi görünen
en ufak bir olayı dahi, kasten tamamen müminlerin aleyhinde bir
durum varmış gibi lanse ederek, "keşke şunu yapmasaydınız", "tüh
kaybettik", "vah yazık oldu" tarzında bir üslupla anlatırlar. Buradaki
amaçları, imanı ve aklı zayıf kişilerin kalbinde vesvese, şüphe, korku
ve tedirginlik uyandırmaktır. Allah müminleri bu tehlikeye karşı
uyarmış ve vesveseci insanların şerrinden Kuran'da şöyle söz etmiş-
tir:
De ki: İnsanların Rabbine sığınırım. İnsanların malikine, insan-
ların (gerçek) ilahına; 'sinsice, kalplere vesvese ve şüphe düşürüp
duran' vesvesecinin şerrinden. Ki o, insanların göğüslerine ves-
vese verir (içlerine kuşku, kuruntu fısıldar); gerek cinlerden,
gerekse insanlardan (olan her hannas'tan Allah'a sığınırım). (Nas
Suresi, 1-6)
İşte münafıklar bu tür sıkıntı verme, şevk kırma, moral bozma,
85