Page 629 - Yaratılış Atlası 2. Cilt
P. 629
Harun Yahya
Uçan Sürüngenler
Sürüngenler sınıfı içinde yer alan ilginç bir canlı grubu, uçan sürüngenlerdir. Bunlar, yaklaşık 200
milyon yıl önce Üst Triasik Devri'nde ilk kez ortaya çıkmış ve daha sonra ise soyları tükenmiş bir canlı
grubudur. Bu canlılar birer sürüngendirler, çünkü sürüngen sınıfının temel özelliklerine sahiptirler: Me-
tabolizmaları soğukkanlıdır (ısı üretemezler) ve vücutları pullarla kaplıdır. Ancak güçlü kanatlara sa-
hiptirler ve bu kanatlar sayesinde uçabildikleri düşünülmektedir.
Uçan sürüngenler bazı popüler evrimci yayınlarda Darwinizm'i destekleyen paleontolojik bir bulgu
olarak gösterilir, ya da en azından böyle bir imaj oluşturulur. Oysa aksine, uçan sürüngenlerin kökeni
evrim teorisi adına ciddi bir sorundur. Bunun en açık göstergesi de, uçan sürüngenlerin, kara sürüngen-
leriyle aralarında hiçbir geçiş türü olmadan, bir anda ve eksiksiz olarak ortaya çıkmalarıdır. Uçan sürün-
genler, kusursuzca yaratılmış kanatlara sahiptir ve bu organlar hiçbir kara sürüngeninde yoktur. "Yarım
kanatlı" herhangi bir canlıya ise, fosil kayıtlarında rastlanmamaktadır.
Nitekim "yarım kanatlı" canlıların yaşamış olması da mümkün değildir. Çünkü bu tür hayali canlı-
lar, eğer yaşamış olsalardı, ön ayaklarını kaybettikleri, ama henüz uçacak durumda da olmadıkları için
diğer sürüngenlere göre dezavantajlı hale geleceklerdi. Bu durumda ise, evrimin kendi kabulüne göre
elenip soylarının tükenmesi gerekirdi.
Nitekim uçan sürüngenlerin kanatlarının yapısı incelendiğinde, bunun asla evrimle açıklanamaya-
cak kadar kusursuz bir yaratılışa sahip olduğu görülür. Uçan sürüngenlerin kanatları üzerinde diğer sü-
rüngenlerin ön ayakları gibi beş tane parmakları vardır. Ancak dördüncü parmak, diğer parmaklardan
ortalama 20 kat daha uzundur ve kanat da bu parmağın altında uzanır. Eğer kara sürüngenleri uçan sü-
rüngenlere evrimleşmişlerse, o halde söz konusu dördüncü parmak da yavaş yavaş, kademe kademe
uzamış olmalıdır. Sadece dördüncü parmak değil, tüm kanat yapısı, rastlantısal mutasyonlarla gelişme-
li ve tüm bu süreç de canlıya avantaj kazandırmalıdır. Evrim teorisinin paleontolojik düzeydeki önde ge-
len eleştirmenlerinden biri olan Duane T. Gish, bu noktada şu yorumu yapar:
Bir kara sürüngeninin kademeli bir biçimde bir uçan sürüngene dönüşebileceği varsayımı tümüyle tutarsız-
dır. Böyle bir dönüşüm sırasında ortaya çıkacak
olan yarım, tamamlanmamış yapılar, canlıya
bir avantaj kazandırmak bir yana, onu tü-
müyle dezavantajlı hale getirecektir. Örne-
ğin evrimciler, bazı mutasyonların sadece
dördüncü parmağı etkilediğini ve onu za-
man içinde yavaş yavaş uzattığını varsayar-
lar. Elbette, diğer bazı rastlantısal mutas-
yonların da, her ne kadar inanılmaz gözük-
En eski uçan sürüngen türlerinden biri
olan Eudimorphodon'un fosili. Kuzey
‹talya'da bulunan bu örnek, yaklafl›k
220 milyon y›l yafl›nda.
Pterodactylus kochi tü-
rüne ait bir uçan sürün-
gen fosili. Bavyera böl-
gesinde bulunan bu ör-
nek, yaklafl›k 240 mil-
yon y›l yafl›nda.
Adnan Oktar 627