Page 97 - Dinsizliğin İlkel Mantığı
P. 97
HARUN YAHYA (ADNAN OKTAR) 95
Sağlıklı ve lezzetli yiyeceklerle beslenebilecekken, bu ruh
onu hazır ya da sağlıksız yiyeceklere yöneltir. Okumaya, bilgi-
sini, görgüsünü ve kültürünü artırmaya üşenir; bu nedenle de
hayatı boyunca her konuda klasik bir anlayış içerisinde yaşar.
Para kazanmak ister ama bunun için çaba harcamak ya da akıl
kullanmak yerine gayri meşru yollardan hazır paraya konmak
daha kolayına gelir. Daha da ciddi bir zorlukla karşılaşacak
olursa, bununla mücadele etmek yerine intihar etmeyi daha
kolay ve zahmetsiz bir yöntem olarak görür. Buna benzer ör-
nekler oldukça çoktur, ancak burada dikkati çeken en önemli
ölçü, konu her ne olursa olsun "en az emek ile hayatta kalma-
yı başarabilmenin" hedeflenmiş olmasıdır.
"En az emek harcamanın" en kolay yollarından birisi ise,
var olan sistemi en iyi şekilde "taklit etmek"tir. Bu durum cahi-
liye ahlakının yaşandığı pek çok toplumda sadece bireysel
düzeyde değil, aynı zamanda toplumsal düzeyde de köklü bir
sisteme dönüşmüştür. Öyle ki bir ülkede herhangi bir şekilde
ün kazanmış herhangi bir şey diğer ülkelerde hiç vakit geçir-
meden taklit edilir. Şarkılar, reklamlar, filmler, propaganda
yöntemleri hep başkalarından görüldüğü şekli ile uygulanır.
Buradaki temel mantık, herhangi bir yenilik getirmeye olan
kapalılık, üşengeçliktir.
Görüldüğü gibi tembellik cahiliye toplumunu saran köklü
davranış bozukluklarından biridir ve kişileri, zararının kendile-
rine döndüğü bir sistem içerisinde yaşamak durumunda bıra-
kır. Ancak şunu da vurgulamak gerekir ki bu, cahiliye toplu-
munda kınanan ya da yadırganan bir yapı değil, aksine oldukça
benimsenmiş ve hayatın doğal akışı olarak kabul görmüş bir