Page 242 - Sayın Adnan Oktar ve Arkadaşlarımıza İsnat Edilen Suçlamalar ve Cevapları
P. 242

SAYIN ADNAN OKTAR VE ARKADAŞLARIMIZA İSNAT EDİLEN SUÇLAMALAR VE CEVAPLARI

               rek toptan bir el koyma gerçekleştirilmiştir. Yasadaki şartlara dayanmayan bu karar apaçık bir
               Anayasal hak ihlalidir.

                  Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarımızın emniyet ifadelerindeki sorulara yansıdığı kadarıyla,
               MASAK raporunda kanun maddesinde belirtildiği gibi suçtan kaynaklı bir mal varlığı değeri tespit
               edilememiştir. (Tespit edilememesi de normaldir çünkü Adnan Oktar ve arkadaşlarının kazançları
               ve mal varlıkları tamamen yasaldır).


                  Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarına, MASAK raporundan yer aldığı söylenerek, yıllar içerisinde
               gerek kendi aralarında gerekse 3. şahıslarla yaptıkları ticari faaliyetlerden kaynaklı banka hesap
               hareketleri ve bazı taşınmaz devirleri sorulmuştur. Masak raporuna konu banka hareketlerinin
               büyük kısmı birkaç yüz liralık meblağlardaki önemsiz hareketlerdir.

                  Nitekim TMSF başkanının geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, arkadaşlarımıza ait mal var-
               lığı toplamının bazı haberlerde iddia edildiği kadar yüksek değil tam aksine o sayıdaki insan top-
               luluğu açısından çok  az denilebilecek bir tutarda  olduğu ifade edilmiştir.

                  Tüm bu nedenlerle 235 kişinin bizzat şahsını ve ailesini etkileyecek bir tedbir kararının bu
               kadar özensiz, gerekçesiz ve hukuka aykırı olarak verilmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Üs-
               telik el konan şirketlerin yönetimi özensiz yürütülmektedir. Şirketlerin devlete karşı sorumlukları
               (vergi ödemeleri, resmi ödemeler), üçüncü kişi ve şirketlere karşı sorumlulukları (kira ödemeleri,
               ticari  borçlar,  banka  ödemeleri,  vs.)  aylarca  yerine  getirilmemiş  ve  bu  nedenle  şirketler  ve
               dolayısıyla şirketlerin sahibi olan TBAV camiası mensupları etkisi yıllarca sürecek ağır maddi
               zararlara uğratılmışlardır. Nitekim kayyum atanarak TMSF’na devredilen çoğu şirket ile gereken
               şekilde ilgilenilmediği ve bu şirketlerin iflas edip yüklü miktarda borçlu haline geldiğine dair du-
               yumlar almaktayız.





                  b) Şimdi bahsedeceğimiz husus kanaatimizce çok önemlidir:

                  Sayın Savcılık, 07.06.2018 tarihinde tam 235 kişi ve 86 şirket hakkındael koyma ve kay-
               yum atanması için talepte bulunmuştur. Söz konusu talebi değerlendiren İstanbul 8. S.C.Hakimliği
               ise aynı gün içerisinde 07.06.2016 tarihinde talebi harfiyen kabul edilerek tam 235 kişi ve 86
               şirkete el koyulup kayyum atanması için karar vermiştir.

                  Sadece 1 gün içerisinde yıldırım hızıyla 235 ayrı insan ve 86 ayrı şirket hakkında bu denli ciddi
               bir kararın nasıl verildiğini anlamamız ve bu kararın hakkaniyetli bir karar olduğuna inanmamız
               mümkün değildir. Kanunun emrettiği gerekçelerle her kişi ve şirket için usule uygun karar vermek
               bir yana jet hızıyla bu geniş çaplı el koyma kararını veren Sayın Hakimliğin dosyayı dahi okuduğu-
               na dair kanaatimiz bulunmamaktadır. Aynı günün mesai saatleri içerisinde bu denli hacme sahip
               bir dosya kapsamındaki yüzlerce kişi ve onlarca şirket hakkında hakkaniyete ve hukuk kurallarına
               uygun bir inceleme yapılması imkansızdır. Sadece bu yönüyle bile söz konusu kararın sıhhatli bir
               karar olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

                  Asıl daha ilginç olan durum ise şudur ki; Sayın Savcılık alalacele talep edip aynı gün içerisinde
               aldığı el koyma kararını her nedense uygulamaya sokmayıp 24 Haziran seçimlerine kadar beklet-


                                                          242
   237   238   239   240   241   242   243   244   245   246   247