Page 244 - Sayın Adnan Oktar ve Arkadaşlarımıza İsnat Edilen Suçlamalar ve Cevapları
P. 244
SAYIN ADNAN OKTAR VE ARKADAŞLARIMIZA İSNAT EDİLEN SUÇLAMALAR VE CEVAPLARI
9. SORUŞTURMANIN GİZLİLİĞİNİN
İHLALİ
9.1. Soruşturma dosyasının içeriği basına sızdırılmıştır
Soruşturma dosyası İstanbul 7. S.C.Hakimliği’nin kararı ile “gizli” olarak yürütülmektedir. Ne
var ki söz konusu gizlilik kararı, hakkındaki iddiaları ve delilleri görmek isteyen TBAV camiası
mensuplarına ve müdafilerine son derece titiz bir şekilde uygulanmaktayken, müştekiler ve bazı
basın mensuplarınca rahatlıkla ihlal edilebilmektedir. Bu ihlal nedeniyle de operasyon sabahından
itibaren kamuoyunda korkunç bir bilgi kirliliği yaşanmıştır. Sözde mağdur ve müşteki olduğunu
iddia eden bazı kişiler tarafından polis ifadelerinde ortaya atılan yalan yanlış iddiaların tamamı
(gerçeklikleri araştırılmadan) istisnasız olarak basında ve sosyal medyada yayınlanmıştır. Gizli bir
el düzenli biçimde belli basın organlarına servis yaparak algı operasyonu yürütmüştür. Tıpkı bir
dönem Ergenekon, Balyoz operasyonlarında yapıldığı gibi. Hatta, sözde mağdurlar belli televizyon
kanalları tarafından düzenli olarak yayınlara çıkartılmış ve dosya içeriği hakkında konuşmaları
sağlanmıştır. Bu kişiler, katıldıkları programlarda çelişkili ve gerçeğe aykırı birçok iddiayla kamuo-
yunu yönlendirmeye çalışmışlardır.Ayrıca yine bu kişiler,önceden husumet duydukları bazı TBAV
camiası mensuplarının isimlerini verip, bu kişilerin güya örgüt yöneticisi ve örgüt üyesi oldukları-
nı iddia ederek haklarında akıl almaz iddialarda bulunmuşlardır.
Her nasıl oluyorsa, operasyon sabahıyla birlikte –şüpheliler daha emniyete dahi ulaşmamışken-
müştekilerin asılsız iddialarında adları geçen Sayın Adnan Oktar ve yüzlerce arkadaşımızın hak-
kında isimleri ve resimleriyle birlikte sayfalarca haberler yapılmıştır.
Yine operasyon sabahı basında ve sosyal medyada yer alan haberlerde, güya Sayın Adnan Ok-
tar’a ait olduğu iddia edilen depolarda kamyon dolusu tarihi eser ve şantaj kasetlerinin bulunduğu
yalanı ortaya atılmıştır. Birçokköşe yazarı da bu uydurma haberlere dayalı kendilerince yorumlar
yaparak algı operasyonunu derinleştirmeye çalışmışlardır. Ancak, bu haberlerin üzerinden daha
1-2 gün geçmeden ortada ne bir tane tarihi eser ne de herhangi bir kaset olmadığı anlaşılmıştır.
Örneğin, Adnan Oktar’ın yayın yaptığı stüdyoda güya tarihi eser niteliğinde olan bir Tevrat Ru-
losunun bulunduğu iddia edilmiş ve bu haber Adnan Oktar’ı suçlayıcı ithamlarla birlikte manşet-
lerde yayınlanmıştır. Ancak, daha sonra bu Tevrat rulosunun tarihi eser olmadığı, yaklaşık 60 yıllık
yeni bir rulo olduğu ve daha önemlisi Sayın Adnan Oktar’ın ziyaretine gelen Yahudi bir misafirine
ait olup kendisine emanet olarak bırakıldığı anlaşılmıştır.
244