Page 55 - Allah İçin Yaşamak
P. 55
Adnan Oktar (Harun Yahya)
ekinler bitirmiştik. İki bağ da yemişlerini vermiş, ondan (verim
bakımından) hiçbir şeyi noksan bırakmamış ve aralarında bir
ırmak fışkırtmıştık. (İkisinden) Birinin başka ürün (veren
yer)leri de vardı. Böylelikle onunla konuşurken arkadaşına dedi
ki: "Ben, mal bakımından senden daha zenginim, insan sayısı
bakımından da daha güçlüyüm." Kendi nefsinin zalimi olarak
(böylece) bağına girdi (ve): "Bunun sonsuza kadar kuruyup-
yok olacağını sanmıyorum" dedi. "Kıyamet-saati'nin kopacağını
da sanmıyorum. Buna rağmen Rabbime döndürülecek olursam,
şüphesiz bundan daha hayırlı bir sonuç bulacağım." (Kehf Su-
resi, 32-36)
Mümin ise, yukarıdaki zihniyetteki insanların aksine "iman et-
tikten sonra doğru yoldan çıkmak"tan korkar. Kuran'da müminlerin
bununla ilgili duasını Rabbimiz şöyle bildirmiştir:
"Rabbimiz, bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi kaydırma
ve Katından bize bir rahmet bağışla. Şüphesiz, bağışı en çok olan
Sensin Sen." (Al-i İmran Suresi, 8)
Ancak şunu da belirtmek gerekir ki, bu korku mümin için tedir-
ginlik ya da huzursuzluk meydana getirecek bir korku değildir. Ak-
sine Allah korkusu mümini harekete geçiren, cennete layık bir kul
olma konusunda büyük bir şevk kazandıran, dünya hayatını en
güzel şekilde değerlendirmesini sağlayan bir duygudur.
Mümin geçici ve kısa bir yurt olan dünyada Allah'ın hoşnutlu-
ğunu kazanmak hedefindedir. Tek düşüncesi karşı karşıya olduğu
büyük olaydır: Kesin olarak bir gün ölecek ve Allah'ın huzurunda
hesap verecektir. Bu hesap onu ebedi yıkıma ya da kurtuluşa taşıya-
caktır. Böylesine büyük bir olayla karşı karşıyayken başka hesaplar
peşinde koşmak ya da umursuz davranmak elbette akıl karı değildir.
53