Page 251 - Kuran Ahlakında Fedakarlığın Önemi
P. 251
Adnan Oktar (Harun Yahya)
dese ne düşünürsünüz? Binlerce kişinin biraraya gelip yapamadığını
şuursuz atomlar nasıl yapsın?
Gözün gördüğünden daha ilkel olan bir görüntüyü oluşturan
alet tesadüfen oluşamıyorsa, gözün ve gözün gördüğü görüntünün
de tesadüfen oluşamayacağı çok açıktır. Aynı durum kulak için de
geçerlidir. Dış kulak, çevredeki sesleri kulak kepçesi vasıtasıyla top-
layıp orta kulağa iletir; orta kulak aldığı ses titreşimlerini güçlendi-
rerek iç kulağa aktarır; iç kulak da bu titreşimleri elektrik sinyalleri-
ne dönüştürerek beyne gönderir. Aynen görmede olduğu gibi duy-
ma işlemi de beyindeki duyma merkezinde gerçekleşir.
Gözdeki durum kulak için de geçerlidir, yani beyin, ışık gibi se-
se de kapalıdır, ses geçirmez. Dolayısıyla dışarısı ne kadar gürültülü
de olsa beynin içi tamamen sessizdir. Buna rağmen en net sesler be-
yinde algılanır. Ses geçirmeyen beyninizde bir orkestranın senfonile-
rini dinlersiniz, kalabalık bir ortamın tüm gürültüsünü duyarsınız.
Ama o anda hassas bir cihazla beyninizin içindeki ses düzeyi ölçülse,
burada keskin bir sessizliğin hakim olduğu görülecektir. Net bir gö-
rüntü elde edebilmek ümidiyle teknoloji nasıl kullanılıyorsa, ses için
de aynı çabalar onlarca yıldır sürdürülmektedir. Ses kayıt cihazları,
müzik setleri, birçok elektronik alet, sesi algılayan müzik sistemleri
bu çalışmalardan bazılarıdır. Ancak, tüm teknolojiye, bu teknolojide
çalışan binlerce mühendise ve uzmana rağmen kulağın oluşturduğu
netlik ve kalitede bir sese ulaşılamamıştır.
En büyük müzik sistemi şirketinin ürettiği en kaliteli müzik se-
tini düşünün. Sesi kaydettiğinde mutlaka sesin bir kısmı kaybolur
veya az da olsa mutlaka parazit oluşur veya müzik setini açtığınızda
249