Page 137 - İmanın Güzellikleri
P. 137
Harun Yahya (Adnan Oktar)
ların dinin gereklerini gözardı ederek, ticaret ve eğlenceyle ulaşmak iste-
dikleri hedefler, ancak din ahlakını yaşadıkları zaman elde edebilecekle-
ri hedeflerdir. Kalpler Allah'ın elindedir ve Allah kalplere mutluluğu ancak
Kendi dinine uyulduğunda vereceğini vadetmiştir. (Rad Suresi, 28)
Aynı zamanda ayette hatırlatılan çok önemli bir konu daha vardır:
Allah Katında kazanılacak olan, eğlenceden de ticaretten de daha hayırlı-
dır. Dünyanın en güzel evleri, arabaları, manzaraları, kıyafetleri, sanat
eserleri veya mücevherleri cennetteki zenginliğin yanında son derece
köhne ve basit kalacaktır. Dünyanın eğlencesi ise her zaman eksik, yarım
ve kusurludur. Ancak eğlencenin, coşkunun ve mutluluğun gerçek yeri
Allah'ın bir şölen yeri olarak tarif ettiği cennettir.
Bu nedenle Müslümanlar hiçbir zaman dinin herhangi bir hükmünü
ticaret veya eğlence için gözardı etmez ve ertelemezler. Allah Kuran'da
müminlerin bu özelliklerini şöyle bildirmiştir:
(Öy le) Adam lar ki, ne ti ca ret, ne alış-ve riş on la rı Al lah'ı zik ret -
mek ten, dos doğ ru na ma zı kıl mak tan ve ze ka tı ver mek ten 'tut -
ku ya kap tı rıp alı koy maz'; on lar, kalp le rin ve göz le rin in kı la ba
uğ ra ya ca ğı (deh şet ten al lak bul lak ola ca ğı) gün den kor kar lar.
(Nur Su re si, 37)
ÖZÜR OLMAKSIZIN OTURMAMAK
Müminlerden, özür olmaksızın oturanlar ile, Allah yolunda
mallarıyla ve canlarıyla cehd edenler (çaba harcayanlar) eşit
değildir. Allah, mallarıyla ve canlarıyla cehd edenleri oturan-
lara göre derece olarak üstün kılmıştır. Tümüne güzelliği (cen-
neti) vadetmiştir; ancak Allah, cehd edenleri (çaba harcayanla-
rı) oturanlara göre büyük bir ecirle üstün kılmıştır. (Nisa
Suresi, 95)
Bu ayette, Kuran'da bildirildiği şekilde şevk ve heyecana sahip
olmadıkları için, kendilerine fazla sorumluluk verilmeyip kendi haline
bırakılan ve müminler tarafından idare edilen kimselerin durumu açıklan-
maktadır. Kuran'da kesin bir emirle bildirildiği halde, dinin menfaatleri
135