Page 136 - İmanın Güzellikleri
P. 136
İmanın Güzellikleri
Ticarete dikkat çekilmesinin hikmetlerinden biri, maddi menfaatin insan-
ların büyük çoğunun en büyük zaaflarından biri olmasıdır. Nitekim insan-
ların bir kısmı, maddi menfaatleri uğruna çoğu zaman dinin birçok hük-
münü gözardı ederler. Bu kimi zaman 5 vakit namaz, oruç, tesettür iba-
detlerde, kimi zaman ahlaki bir davranışta kimi zaman da dinin başka bir
hükmünde kendini gösterir.
Bazı insanların servet artırımı konusunda bu derece hırslı olmaları-
nın sebebi, zenginliğin var olan bütün problemleri çözme gibi büyülü bir
gücü olduğu yönündeki yanlış inancıdır. Bu insanlar elde edemedikleri
ve özlemini duydukları her türlü imkana, zenginlik sayesinde kavuşacak-
larına inanırlar. Bunlar arasında mutluluk, iç huzuru, güvenlik hatta ölüm-
süzlük vardır. Zengin olmalarının ölümlerini bile geciktireceğini ve dün-
yada onları daha kalıcı yapacağını zannederler. Bu nedenle cahiliye
insanları büyük bir hırs ve tutkuyla, bütün vakit ve imkanlarıyla ticarete
yönelirler. Ancak hiçbir zaman bu hedeflerine zenginlikle ulaşamazlar.
Nitekim bugüne kadar hiçbir insanın mülkü onun ölümünü veya yaşlan-
masını engelleyememiştir. Çünkü bir insana fayda veya yarar verme
gücüne sahip olan tek güç, mülkün gerçek sahibi olan Allah'tır. Ayrıca
zenginlikle elde edilmek istenen iç huzurunun, güvenliğin ve mutluluğun
tek şartı vicdanlı, Kuran'a ve sünnete tam uyan, Allah'a gönülden teslim
olmuş bir hayat sürmektir.
Ayette bazı insanlar için dinin gereklerinin gözardı edilme sebebi
olarak bildirilen ikinci konu ise eğlencedir. Eğlenmek de insanların bir
kısmı için büyük bir tutkudur. Elbette bir insanın mutlu, neşeli, dışa
dönük ve canlı olması güzel özelliklerdir. Ancak burada üzerinde duru-
lan husus, Allah'tan uzak cahilce bir eğlence anlayışıdır ki, aslında böyle
bir ruh halinde bir insanın gerçekten mutluluk ve keyif duyması asla
mümkün değildir. Bahsettiğimiz cahilce eğlencenin bu derece büyük bir
tutku olmasının sebebi de, söz konusu insanların bunu kendilerince bir
kurtuluş ve bazı gerçeklerden bir kaçış olarak görmeleridir. Vicdan aza-
bının ruhlarına verdiği sıkıntı ve azabı ülke ülke gezerek veya bol bol
insanla tanışarak üzerlerinden atabileceklerini zannederler.Halbuki insan-
134