Page 46 - Risale-i Nur - Asa-yı Musa
P. 46

48                                                                                                                                         ASA-YI MUSA

          ademe tarafdar olmaktır ki, hadsiz dostlarının saadetlerinin hiç olmasına
          tarafdarlıktır. Evet Cehennem ise, Hayr-ı Mahz olan Daire-i Vücudun
          Hâkim-i Zülcelalinin hakîmane ve âdilane bir hapishane Vazifesini gö-
          ren dehşetli ve celalli bir mevcud ülkesidir. Hapishane  Vazifesini de
          görmekle beraber, başka pek çok Vazifeleri var. Ve pek çok Hikmetleri
          ve Âlem-i Bekaya aid Hizmetleri var. Ve Zebani gibi pek çok Zîhayatın
          celaldarane meskenleridir.

                 İkinci  Nükte:  Cehennem'in  vücudu  ve  şiddetli  azabı,  Hadsiz
          Rahmete ve Hakikî Adalete ve İsrafsız, Mizanlı Hikmete zıddiyeti yok-
          tur. Belki Rahmet ve Adalet ve Hikmet, onun Vücudunu isterler. Çünki
          nasıl bin masumların hukukunu çiğneyen bir zalimi cezalandırmak
          ve  yüz  mazlum  hayvanları  parçalayan  bir  canavarı  öldürmek,
          Adalet içinde mazlumlara bin Rahmettir. Ve o zalimi afvetmek ve
          canavarı  serbest  bırakmak,  bir  tek  yolsuz  merhamete  mukabil
          yüzer bîçarelere yüzer merhametsizliktir. Aynen öyle de; Cehennem
          hapsine girenlerden olan kâfir-i mutlak, küfrüyle hem Esma-i İlahiyenin
          hukukuna inkâr ile tecavüz, hem o Esmaya şehadet eden mevcudatın
          şehadetlerini tekzib ile hukuklarına tecavüz ve mahlukatın o  Esmaya
          karşı  tesbihkârane  yüksek  Vazifelerini  inkâr  etmekle  hukuklarına
          tecavüz ve Kâinatın Gaye-i Hilkati ve bir sebeb-i vücudu ve Bekası olan
          Tezahür-ü Rububiyet-i İlahiyeye karşı Ubudiyetlerle mukabelelerini ve
          âyinedarlıklarını tekzib ile hukukuna bir nevi tecavüz ettiği haysiyetiyle
          öyle azîm bir cinayet, bir zulümdür ki afva kabiliyeti kalmaz.
                         ِ
                                   ِ

              ۪ ه ِ ب
               َ۪كريُ۪نَا۪رفغيَ۪لا ۪ ۪ للّٰا ۪نا   Âyetinin tehdidine müstehak olur. Onu
                                  َّ ه
                              َ
                  َ ْ ُ ْ ُ ْ َ
          Cehennem'e atmamak, bir yersiz merhamete mukabil, hukuklarına
          taarruz edilen hadsiz davacılara hadsiz merhametsizlikler olur. İşte
          o davacılar Cehennem'in vücudunu istedikleri gibi, İzzet-i Celal ve
          Azamet-i Kemal dahi kat'î isterler.

                 Evet nasıl bir serseri âsi ve raiyete tecavüz eden bir adam, oranın
          izzetli hâkimine dese: "Beni hapse atamazsın ve yapamazsın." diye
          izzetine dokunsa, elbette o şehirde hapis olmasa da o edebsiz için bir
          hapis yapacak, onu içine atacak. Aynen öyle de; kâfir-i mutlak, küfrüyle
          İzzet-i Celaline şiddetle dokunuyor. Ve  Azamet-i Kudretine inkâr ile
          dokunduruyor. Ve Kemal-i Rububiyetine tecavüzüyle ilişiyor. Elbette
          Cehennem'in  pek  çok  Vazifeler  için  pek  çok  esbab-ı  mûcibesi  ve
          vücudunun hikmetleri
   41   42   43   44   45   46   47   48   49   50   51