Page 49 - Risale-i Nur - Asa-yı Musa
P. 49

SEKİZİNCİ MES’ELENİN HÜLASASI                                                                                                    51


              Bu makam yazıldığı zaman Kurban Bayramı geldi.

               ۪بكَا ۪ ۪ للَّٰا  ۪ بكَا ۪ ۪ للَّٰا ۪بكَا ۪ ۪ للَّٰا ler ile nev'-i beşerin beşten biri-
                                     ْ
                           ْ ۪ ۪
                 ْ
                َ     ُ ه  َ    ُ ه  َ    ُ ه
                                               ْ
           sine, üçyüz milyon İnsanlara birden  ۪بكَا ۪ ۪ للَّٰا dedirmesi; koca küre-
                                              َ     ُ ه
           i arz, büyüklüğü nisbetinde o  ۪بكَا ۪ ۪ للَّٰا Kelime-i Kudsiyesini Se-
                                           ْ
                                          َ     ُ ه
           mavattaki seyyarat arkadaşlarına işittiriyor gibi, yirmibinden ziyade
           Hacıların Arafat'ta ve  Îd'de beraber birden  ۪بكَا ۪ ۪ للَّٰا demeleri, Re-
                                                       ْ
                                                      َ     ُ ه
           sul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın binüçyüz sene evvel Âl ve
           Sahabeleriyle söylediği ve emrettiği  ۪بكَا ۪ ۪ للَّٰا Kelâmının bir nevi
                                                 ْ
                                                َ     ُ ه
           Aks-i Sadâsı olarak Rububiyet-i İlahiyenin ي   مَلاعْلا۪بر۪و ۪۪ ۪ ِ ضرَ ْ لاا۪بر
                                                             ُّ َ َ
                                                                         ُّ َ
                                                                     ْ
                                                         َ
           Azamet-i Ünvanıyla Küllî Tecellisine karşı geniş ve küllî bir Ubu-
           diyetle bir mukabeledir, diye tahayyül ve hiss ve kanaat ettim.

                  Sonra, acaba bu Kelâm-ı Kudsînin bizim mes'elemizle dahi
           münasebeti var mı diye tahattur ettim. Birden hatıra geldi ki, başta bu
           Kelâm olarak sair Bâkiyat-ı Sâlihat ünvanını taşıyan ۪للّٰا۪ناحبس ve
                                                                ه
                                                                   َ َ ْ ُ
             ِ ِ ه ُ ْ َ      ُ ه  ِ  َ  َ۪لا gibi Şeairden çok Kelâmlar cüz'î ve küllî
                                 َٓ ِ
           ۪ للّٰ۪دمحْلَاve ۪للّٰاَّ۪لاا۪هٰلا
           mes'elemizi ihtar ve tahakkukuna işaret ederler.

                        ْ
               Meselâ ۪بكَا ۪ ۪ للَّٰا in bir vech-i manası, Cenab-ı Hakk'ın Kud-
                       َ     ُ ه
           reti ve İlmi herşeyin fevkinde büyüktür, hiçbir şey Daire-i İlmin-
           den çıkamaz, Tasarruf-u Kudretinden kaçamaz ve kurtulamaz.
           Ve  korktuğumuz  en  büyük  şeylerden  daha  büyüktür.  Demek
           Haşri  getirmekten  ve  bizi  ademden  kurtarmaktan  ve  Saadet-i
           Ebediyeyi vermekten daha büyüktür. Her acib ve tavr-ı aklın ha-
           ricindeki herşeyden daha
   44   45   46   47   48   49   50   51   52   53   54