Page 67 - Risale-i Nur - Asa-yı Musa
P. 67

ONUNCU MES’ELE                                                                                                                                      69


           ve kusur değil ki, bin seneden beri yüzer milyon İnsanlar hergün usan-
           madan kemal-i iştiyakla ve ihtiyaçla okurlar.


                  Evet hergün, her zaman, herkes için bir Âlem gider, taze bir Âle-
           min kapısı kendine açılmasından, geçici herbir Âlemini nurlandırmak

                                             َٓ ِ
                                        ِ
                                  ۪
                                 ۪
           için ihtiyaç ve iştiyakla  ۪للّٰاَّ۪لاا۪هٰلا  Cümlesini bin defa tekrar ile o
                                             ۪ َلا ۪
                                          َ
                                   ُ ه
                                                   َٓ ِ
                                               ِ
           değişen perdelerin herbirisine bir ۪للّٰاَّ۪لاا۪هٰلا  ı bir lâmba yaptığı gibi,
                                                    ۪ َلا ۪
                                          ُ ه
                                                 َ
           öyle de: O kesretli, geçici perdeleri ve o tazelenen seyyar Kâinatları ka-
           ranlıklandırmamak ve âyine-i hayatında in'ikas eden suretlerini çirkin-
           leştirmemek  ve  lehinde  şahid  olabilen  o  misafir  vaziyetleri  aleyhine
           çevirmemek için, o cinayetlerin cezalarını ve Padişah-ı Ezelî'nin şiddetli
           ve inadları kıran tehdidlerini Kur'anı okumakla takdir etmek ve nefsinin
           tuğyanından  kurtulmaya  çalışmak  Hikmetiyle,  Kur'an  gayet  manidar
           tekrar  eder  ve  bu  derece  kuvvet  ve  şiddet  ve  tekrar  ile  Tehdidat-ı
           Kur'aniyeyi Hakikatsız tevehhüm etmekten, şeytan bile kaçar. Onları
           dinlemeyen münkirlere Cehennem azabı Ayn-ı Adalettir, diye gösterir.


                  Hem meselâ: Asâ-yı Musa gibi çok Hikmetleri ve faideleri bulu-
           nan  Kıssa-i  Musa'nın  (A.S.)  ve  sair  Enbiyanın  (A.S.)  kıssalarını  çok
           tekrarında, Risalet-i Ahmediyenin (A.S.M.) Hakkaniyetine bütün En-
           biyanın Nübüvvetlerini bir hüccet gösterip onların umumunu inkâr e-
           demeyen, bu Zâtın Risaletini Hakikat noktasında inkâr edemez Hikme-
           tiyle ve herkes her vakit bütün Kur'anı okumaya muktedir ve muvaffak
           olamadığından  herbir  uzun  ve  mutavassıt  Sureyi  birer  küçük  Kur'an
           hükmüne getirmek için ehemmiyetli Erkân-ı İmaniye gibi o Kıssaları
           tekrar  etmesi,  değil  israf..  belki  Mukteza-yı  Belâgattır  ve  Hâdise-i
           Muhammediye  (A.S.M.)  bütün  Benî-Âdemin  en  büyük  hâdisesi  ve
           Kâinatın en azametli mes'elesi olduğunu Ders vermektir.

              Evet Kur'anda Zât-ı Ahmediyeye (A.S.M.) en büyük makam vermek

                                                       ِ
                                                            َٓ ِ
           ve dört Erkân-ı İmaniyeyi içine almakla  ۪للّٰاَّ۪لاا۪هٰلا   Rüknüne denk
                                                            ۪ َلا ۪
                                                         َ
                                                  ُ ه
           tutulan   ۪للّٰا۪لوسر۪دمحم Risalet-i Muhammediye   (A.S.M.)   Kâinatın
                       ُ
                    ه
                          َ   َّ َ ُ
                         ُ
   62   63   64   65   66   67   68   69   70   71   72