Page 81 - Risale-i Nur - Asa-yı Musa
P. 81

ONBİRİNCİ MES’ELE                                                                                                                            83

           Kâinatın  en  ehemmiyetli  neticesi  olan  İnsanlarla  Münasebat-ı
           Rabbaniyeyi tebliğ ve izhar eden Cebrail (A.S.) ve Zîhayat Âleminde en
           haşmetli ve en dehşetli olan diriltmek ve Hayat vermek ve ölümle terhis
           etmekteki  Hâlık'a  mahsus  olan  İcraat-ı  İlahiyeyi  yalnız  temsil  edib
           ubudiyetkârane nezaret eden İsrafil (A.S.)  ve Azrail (A.S.) ve  Hayat
           dairesinde Rahmetin en cem'iyetli, en geniş, en zevkli olan  Rızıktaki
           İhsanat-ı  Rahmaniyeye  nezaretle  beraber  şuursuz  şükürleri  şuur  ile
           temsil  eden  Mikâil (A.S.)  gibi  Meleklerin  pek acib  mahiyette  olarak
           bulunmaları ve Vücudları ve Ruhların Bekaları, Saltanat ve Haşmet-i
           Rububiyetin  muktezasıdır.  Onların  ve  herbirinin  mahsus  taifelerinin
           Vücudları, Kâinatta güneş gibi görünen Saltanat ve Haşmetin Vücudu
           derecesinde  kat'îdir  ve  şübhesizdir.  Melaikeye  aid  başka  maddeler
           bunlara kıyas edilsin.
                  Evet küre-i arzda dörtyüzbin nevileri Zîhayattan halkeden, hattâ
           en âdi ve müteaffin maddelerden Zîruhları çoklukla yaratan ve her tarafı
           onlarla  şenlendiren  ve   Mu'cizat-ı San'atına   karşı,   onlara   dilleriyle
              ۪۪للّٰا ۪ناحبس ۪, ۪للّٰاَ۪كراب,  ۪ء َٓ اش۪ام   dediren  ve  İhsanat-ı Rahmetine
                                      ا
                                    ۪
                                    للّٰ
                           ُ ه
                                َ َ ُ ه
                ه
                                         َ َ
                                       َ
                   َ َ ْ ُ
                                ِ
                                         ِ ِ
           mukabil ۪ بْكَا ۪ ۪ للَّٰا ۪, ۪ للّٰ۪رْكُّشلاو, ۪للّٰ۪دمحْلَا o  hayvancıklara  söylettiren
                  ۪۪
                   ُ َ    ُ ه   ه ُ    َ  ه ُ ْ َ
           bir Kadîr-i Zülcelali ve'l-Cemal, elbette, bilâşek velâ-şübhe, koca Se-
           mavata  münasib,  isyansız  ve  daima  Ubudiyette  olan  sekeneleri  ve
           Ruhanîleri  yaratmış,  Semavatı  şenlendirmiş,  boş  bırakmamış  ve
           hayvanatın taifelerinden pekçok ziyade ayrı ayrı nevileri Meleklerden
           İcad etmiş ki, bir kısmı küçücük olarak yağmur ve kar katrelerine binip
           San'at ve Rahmet-i İlahiyeyi kendi dilleriyle alkışlıyorlar; bir kısmı, bi-
           rer seyyar  yıldızlara binip feza-yı kâinatta seyahat içinde  Azamet ve
           İzzet ve Haşmet-i Rububiyete karşı Tekbir ve Tehlil ile Ubudiyetlerini
           Âleme ilân ediyorlar. Evet zaman-ı Âdem'den beri bütün Semavî Kitab-
           lar ve dinler, Meleklerin Vücudlarına ve Ubudiyetlerine ittifakları ve
           bütün asırlarda Melekler ile konuşmalar ve muhavereler, kesretli tevatür
           ile  İnsanlar  içinde  vukubulduğunu  nakil  ve  Rivayetleri  ise,  görme-
           diğimiz Amerika İnsanlarının Vücudları gibi Meleklerin Vücudlarını ve
           bizimle  alâkadar  olduklarını  kat'î  isbat  eder.  İşte  şimdi  gel,  İman
           Nuruyla bu küllî ikinci meyveye bak ve tat; nasıl Kâinatı baştan başa
           şenlendirip, güzelleştirip bir Mescid-i Ekbere ve büyük bir İbadethaneye
           çeviriyor. Ve fen ve felsefenin soğuk, hayatsız, zulmetli, dehşetli gös-
           termelerine mukabil; hayatlı,
   76   77   78   79   80   81   82   83   84   85   86