Page 225 - Hayatın Gerçek Kökeni
P. 225

Moleküler Biyoloji ve Hayat›n Kökeni

                 Araflt›rmac›lar RNAdünyas› kavram›n› detayl› biçimde inceledikçe giderek da-
                 ha fazla sorun ortaya ç›k›yor. RNA ilk olarak nas›l olufltu? RNA ve onun parça-
                 lar›n›n laboratuvarda en iyi flartlarda sentezlenmesi bile son derece zor iken,
                 bunun prebiyotik (yaflam öncesi) ortamda gerçekleflmesi nas›l olmufltur? 275
                 2— Tesadüfen olufltu¤unu farz etsek bile, yaln›zca bir nükleotid zin-
             cirinden ibaret olan bu RNA hangi bilinçle kendisini kopyalamaya karar
             vermifl ve ne tür bir mekanizmayla bu kopyalamay› baflarm›flt›? Kendisini
             kopyalarken kullanaca¤› nükleotidleri nereden bulmufltu? Evrimci mikro-
             biyologlar Gerald Joyce ve Leslie Orgel, durumun ümitsizli¤ini flöyle dile
             getirmekteler:
                 Tart›flma, içinden ç›k›lmaz bir noktada odaklafl›yor: Karmakar›fl›k bir poli-
                 nükleotid çorbas›ndan ç›k›p, birdenbire kendini kopyalayabilen o hayali
                 RNA'n›n efsanesi... Bu kavram, yaln›zca bugünkü prebiotik kimya anlay›fl›-
                 m›za göre gerçek d›fl› olmakla kalmamakta, ayn› zamanda RNA'n›n kendini
                 kopyalayabilen bir molekül oldu¤u fleklindeki afl›r› iyimser düflünceyi de
                 y›kmaktad›r. 276
                 3— Kald› ki, e¤er ilkel dünyada kendini kopyalayan bir RNA olufltu-
             ¤unu ve ortamda RNA'n›n kullanaca¤› her çeflit amino asitten say›s›z mik-
             tarlarda bulundu¤unu farz etsek ve bütün bu imkans›zl›klar›n bir flekilde
             gerçekleflmifl oldu¤unu düflünsek bile, bu durum yine de tek bir protein
             molekülünün oluflabilmesi için yeterli de¤ildir. Çünkü RNA, sadece prote-
             inin yap›s›yla ilgili bilgidir. Amino asitler ise ham maddedir. Ancak ortada
             proteini üretecek "mekanizma" yoktur. RNA'n›n varl›¤›n› protein üretimi
             için yeterli saymak, bir araban›n ka¤›t üzerine çizilmifl tasar›m›n› o arabay›
             oluflturacak binlerce parçan›n üzerine at›p sonra araban›n kendi kendine
             montajlan›p ortaya ç›kmas›n› beklemekle ayn› derecede anlams›zd›r.
                 Bir protein, hücre içindeki son derece kompleks ifllemler sonucunda
             pek çok enzimin yard›m›yla ribozom ad› verilen organelde üretilir. Ribo-
             zom ise yine proteinlerden oluflmufl kompleks bir hücre organelidir. Dola-
             y›s›yla bu durum, ribozomun da ayn› anda tesadüfen meydana gelmifl ol-
             mas› gibi olanak d›fl› bir varsay›m› daha beraberinde getirecektir. Evrim
             teorisinin ve ateizmin ünlü savunucular›ndan Nobel ödüllü Jacques Mo-
             nod bile protein sentezinin yaln›zca nükleik asitlerdeki bilgiye indirgen-
             mesinin mümkün olmad›¤›n› flu flekilde aç›klamaktad›r:
                 fiifre (DNA ya da RNA'daki bilgi), aktar›lmad›kça anlams›zd›r. Günümüz
                 hücresindeki flifre aktarma mekanizmas› en az 50 makromoleküler parçadan
                 oluflmaktad›r ki, bunlar›n kendileri de DNA'da kodludurlar. fiifre bu birim-


                                              223
   220   221   222   223   224   225   226   227   228   229   230