Page 228 - Hayatın Gerçek Kökeni
P. 228

HAYATIN GERÇEK KÖKEN‹

             her yönden izole ve tamamen kontrollü bir ortamdan baflkas› olamaz.
                 Sonuçta bir organik madde, ancak bütün organelleriyle birlikte ku-
             sursuz bir hücre olarak var oldu¤u takdirde kendini ço¤altabilir. Bu da
             dünya üzerindeki ilk hücrenin, ola¤anüstü derecedeki kompleks yap›s›y-
             la, bir anda olufltu¤u anlam›na gelmektedir.
                 Peki kompleks bir yap›, bir anda var olmuflsa bunun anlam› nedir?
                 Bu soruyu bir de flu örnekle soral›m. Hücreyi kompleksli¤i aç›s›ndan
             ileri teknolojiye sahip bir arabaya benzetelim. (Gerçekte hücre, motoru ve
             tüm teknik donan›m›na ra¤men arabadan çok daha kompleks ve geliflmifl
             bir sistem içermektedir.) fiimdi soral›m: Bir gün balta girmemifl bir orma-
             n›n derinliklerinde bir geziye ç›ksan›z ve a¤açlar›n aras›nda son model bir
             araba bulsan›z ne düflünürdünüz? Acaba akl›n›za ilk olarak, ormandaki
             çeflitli elementlerin milyonlarca y›l içinde tesadüfen biraraya gelerek böy-
             le bir ürün ortaya ç›kard›¤› m› gelirdi? Arabay› oluflturan tüm ham mad-
             de; demir, plastik, kauçuk vs. topraktan ya da onun ürünlerinden elde
             edilmektedir. Ama bu durum size, bu malzemelerin "tesadüfen" sentezle-
             nip, sonra da biraraya gelerek sonuçta ortaya böyle bir araba ç›kard›klar›-
             n› düflündürür mü?
                 Elbette ki, ak›l sa¤l›¤› yerinde olan her normal insan, araban›n bilinç-
             li bir tasar›m›n ürünü oldu¤unu düflünecek, bunun ormanda ne arad›¤›n›
             merak edecektir. Çünkü kompleks bir yap›n›n aniden, bir anda, bir bütün
             olarak ortaya ç›kmas›, onun bilinçli bir tasar›m›n eseri oldu¤unu gösterir.
                 Kompleks tasar›mlar›n tümüyle rastlant›lar›n bir ürünü olabilece¤ini
             düflünmek ise, akl›n s›n›rlar›n›n d›fl›nda kalan bir inanca sahip olmay› ge-
             rektirir. Evrim teorisinin canl›l›¤›n kökeni hakk›nda getirmeye çal›flt›¤› her
             türlü "aç›klama" ise bu flekildedir. Bu gerçe¤i kabul eden aç›k sözlü otori-
             telerden biri, ünlü Frans›z zoolog Pierre-Paul Grassé'dir. Grassé de bir ev-
             rimcidir, ancak Darwinist teorinin canl›l›¤› aç›klayamad›¤›n› savunmakta
             ve Darwinizm'in temelini oluflturan "tesadüf" mant›¤› hakk›nda flunlar›
             söylemektedir:
                 fiansl› mutasyonlar›n havyanlar›n ve bitkilerin ihtiyaçlar›n›n karfl›lanmas›n›
                 sa¤lad›¤›na inanmak, gerçekten çok zordur. Ama Darwinizm bundan fazla-
                 s›n› da ister: Tek bir bitki, tek bir havyan, binlerce ve binlerce tam olmas› ge-
                 rekti¤i flekilde faydal› tesadüfe maruz kalmal›d›r. Yani mucizeler s›radan bir
                 kural haline gelmeli, inan›lmaz derecede düflük olas›l›klara sahip olaylar ko-
                 layl›kla gerçekleflmelidir. Hayal kurmay› yasaklayan bir kanun yoktur, ama
                 bilim bu iflin içine dahil edilmemelidir. 281

                                              226
   223   224   225   226   227   228   229   230   231   232   233