Page 229 - Hayatın Gerçek Kökeni
P. 229

Moleküler Biyoloji ve Hayat›n Kökeni

                 Az önce bahsetti¤imiz bilinçli tasar›ma aç›k birer örnek oluflturan yer-
             yüzündeki tüm canl›lar, ayn› zamanda tesadüflerin kendi varl›klar› üze-
             rinde hiçbir katk›s› olamayaca¤›n›n da canl› kan›tlar›d›r. Hatta de¤il canl›
             bir varl›k, onun tek bir sistemi ya da organ› dahi tesadüflerin eseri olama-
             yacak derecede kompleks yap› ve sistemler içerir. Bu konuda fazla uza¤a
             gitmeye gerek kalmadan kendi vücudumuzdan örnekler bulabiliriz.
                 Bunun bir örne¤i, gözlerimizdir. ‹nsan gözü, yaklafl›k 40 ayr› parça-
             n›n uyum içinde çal›flmas›yla görür. Bunlar›n biri olmasa, göz hiçbir ifle
             yaramaz. Bu 40 ayr› parçan›n her biri de kendi içinde kompleks bir yara-
             t›l›fla sahiptir. Örne¤in gözün arka k›sm›ndaki retina tabakas›, 11 ayr› kat-
             mandan oluflur. Her tabakan›n ayr› görevi vard›r. Retina içinde gerçekle-
             flen kimyasal ifllemler ise, ancak sayfalar dolusu formül ve flema ile aç›kla-
             nabilecek kadar komplekstir.
                 Evrim teorisi, de¤il tüm canl›l›¤›n ya da insanl›¤›n, tek bir canl› gözü-
             nün dahi nas›l olup da "tesadüfler" sonucu böyle kusursuz ve kompleks
             yap›s›yla ortaya ç›kt›¤›n› aç›klayamaz.
                 Peki canl›l›ktaki bu ola¤anüstü özellikler bizlere canl›¤›n kökeni hak-
             k›nda neyi kan›tlamaktad›r? Kitab›n bafllar›nda da belirtti¤imiz gibi, can-
             l›l›¤›n kökeni hakk›nda sadece iki farkl› aç›klama yap›labilir. Bunlar›n bi-
             risi yanl›fl olan evrim aç›klamas›d›r, di¤eri ise apaç›k olan "yarat›l›fl gerçe-
             ¤i"dir. Kitap boyunca gördü¤ümüz gibi evrim iddias› imkans›zd›r ve bi-
             limsel bulgular yarat›l›fl›n do¤rulu¤unu ispatlamaktad›r. Bu gerçek, 19.
             yüzy›ldan bu yana "yarat›l›fl" kavram›n› bilimin d›fl›nda gören baz› bilim
             adamlar›n› flafl›rt›yor olabilir, ama bilim ancak bu tür flaflk›nl›klar›n üzeri-
             ne gidilmesi ve gerçeklerin kabullenilmesi ile ilerleyebilir. Cardiff Üniver-
             sitesi'nden, Uygulamal› Matematik ve Astronomi Profesörü Chandra
             Wickramasinghe, hayat›n tesadüflerle do¤du¤una on y›llar boyunca inan-
             d›r›lm›fl bir bilim adam› olarak karfl›laflt›¤› bu gerçe¤i flöyle anlat›r:
                 Bir bilim adam› olarak ald›¤›m e¤itim boyunca, bilimin herhangi bir bilinçli
                 yarat›l›fl kavram› ile uyuflamayaca¤›na dair çok güçlü bir beyin y›kamaya ta-
                 bi tutuldum. Bu kavrama karfl› fliddetle tav›r al›nmas› gerekiyordu... Ama flu
                 anda, Yarat›c›'ya inanmay› gerektiren aç›klama karfl›s›nda, öne sürülebilecek
                 hiçbir ak›lc› argüman bulam›yorum... Biz hep aç›k bir zihinle düflünmeye
                 al›flt›k ve flimdi yaflama getirilebilecek tek mant›kl› cevab›n yarat›l›fl oldu¤u
                 sonucuna var›yoruz, tesadüfi karmaflalar de¤il. 282


                                              227
   224   225   226   227   228   229   230   231   232   233   234