Page 347 - Hayatın Gerçek Kökeni
P. 347

Maddenin Ard›ndaki S›r

             deki dünyay› gördü¤ümüz gerçe¤i, bir felsefe de¤il, bilimsel bir gerçektir.
             Görüntünün ve hislerin beyinde nasıl olufltu¤u, bütün tıp fakültelerinde
             detaylı biçimde okutulmaktadır. Baflta modern fizik olmak üzere 20. yüz-
             yıl biliminin ortaya koydu¤u gerçekler, maddenin asl›na hiç bir zaman
             ulaflamad›¤›m›z›, herkesin bir anlamda "beynindeki ekran"ı izledi¤ini
             açıkça göstermektedir.
                 Bunu, ister ateist olsun, ister budist olsun, ister baflka bir görüfle ya da
             düflünceye sahip olsun, bilime inanan herkes kabul etmek zorundadır. Bir
             materyalist kendince Allah'ın varlı¤ını inkar edebilir ama bu bilimsel ger-
             çe¤i inkar edemez.
                 Yafladıkları devirlerin bilim anlayıflı ve bilimsel imkanları yetersiz da-
             hi olsa, Karl Marx, Friedrich Engels, George Politzer ve di¤erlerinin bu ka-
             dar kolay ve açık bir gerçe¤i kavrayamamaları, yine de flaflırtıcıdır. Ama
             günümüzde bilimin ve teknolojinin imkanları son derece geliflmifltir ve bu
             imkanlar zaten çok açık olan bu gerçe¤in kavranmasını daha da kolaylafl-
             tırmaktadır. Materyalistler ise, hem kısmen de olsa bu konuyu kavrama-
             nın, hem de bu konunun kendi felsefelerini ne kadar kesin bir biçimde çö-
             kertti¤ini fark etmenin verdi¤i büyük bir korku içindedirler.


                 Materyalistlerin Büyük Korkusu

                 Türkiye'deki materyalist çevrelerden, elinizdeki kitapta anlatılan bu
             konuya, yani maddenin zihinde algıland›¤› gerçe¤ine, bir süre için belir-
             gin bir tepki gelmedi. Bu ise, bizde, bu konunun yeterince açıklanmadı¤ı
             ve daha detaylı bir anlatıma geçilmesi gerekti¤i yönünde bir izlenim do-
             ¤urmufltu. Ancak kısa bir süre sonra materyalistlerin gerçekte bu konunun
             gündeme getirilmesinden çok büyük bir rahatsızlık duydukları, hatta
             bundan büyük bir korkuya kapıldıkları açık bir biçimde ortaya çıktı.
                 Materyalistler yafladıkları bu korku ve pani¤i, bir süre sonra kendi
             yayın organlarında, konferanslarında, panellerinde yüksek sesle ifade et-
             meye bafllad›lar. Kullandıkları endifleli ve ümitsiz üsluba bakıldı¤ında,
             ciddi bir fikri kriz içinde girdikleri anlaflılıyordu. Felsefelerinin sözde te-
             meli olan evrim teorisinin bilimsel yönden çökertilmesiyle zaten ciddi bir
             flok yaflamaya bafllamıfllardı. Ancak, flimdi Darwinizm'den çok daha
             önemli bir dayanaklarını, bizzat maddenin mutlakl›¤› inanc›n› kaybetme-



                                              345
   342   343   344   345   346   347   348   349   350   351   352