Page 352 - Hayatın Gerçek Kökeni
P. 352

HAYATIN GERÇEK KÖKEN‹

             dilerince büyüklenirken, aslında büyük bir oyuna gelmifller, Allah'a karflı
             çirkin bir cesaret göstererek açtıkları savaflta kesin olarak yenilmifllerdir.
             "Böylece Biz, her ülkenin önde gelenlerini -orada hileli-düzenler kur-
             sunlar diye- oranın suçlu günahkarları kıldık. Oysa onlar, hileli-düzeni
             ancak kendilerine kurarlar da bunun fluuruna varmazlar" (Enam Suresi,
             123) ayeti Yarat›c›m›z olan Allah'a bafl kaldıran bu gibi inkarcıların nasıl
             bir fluursuzluk içinde olduklarını ve nasıl bir sonla karflılaflacaklarını en
             açık flekilde haber verir.
                 Bir baflka ayette ise bu gerçek flöyle vurgulanır:
                 (Sözde) Allah'ı ve iman edenleri aldatırlar. Oysa onlar, yalnızca kendi-
                 lerini aldatıyorlar ve fluurunda de¤iller. (Bakara Suresi, 9)
                 ‹nkarcılar kendilerince tuzak kurmaya kalkıflırlarken ayetteki "fluuru-
             na varmazlar" ifadesiyle açıklandı¤ı gibi, çok önemli bir gerçe¤i fark ede-
             memifllerdir: Yafladıkları tüm olayların asl›nda zihinlerinde gerçekleflti¤ini
             ve iflledikleri her fiil gibi, kurdukları tuzakların da zihinlerinde oldu¤u ger-
             çe¤ini... Bu kavrayıflsızlıkları sebebiyle de, Allah ile yalnız olduklarını unu-
             tarak kendi kendilerini hileli bir düzene düflürmüfllerdir.
                 Her dönemde oldu¤u gibi bu dönemde de Allah inkarcıların tüm hi-
             leli düzenlerini temelinden yıkacak bir gerçekle onları yüzyüze getirmifl-
             tir. Allah "...hiç flüphesiz, fleytanın hileli-düzeni pek zayıftır" (Nisa Sure-
             si, 76) ayetiyle, bu düzenlerin daha ilk kuruldukları anda sonuçlarının yı-
             kım olaca¤ını da haber vermifltir. Ve müminleri de "...onların hileli düzen-
             leri size hiçbir zarar veremez" (Al-i ‹mran Suresi, 120) ayetiyle müjdele-
             mifltir. Allah bir baflka ayetinde, "inkar edenlerin iflleri bir seraba benzer,
             susayan onu bir su sanır, elini uzatır fakat yanında bir fley bulmayıve-
             rir" (Nur Suresi, 39) diye haber verir. Materyalizm de bu ayette iflaret edil-
             di¤i gibi, isyan edenler için bir "serap" oluflturur; ona güvenerek ellerini
             uzattıklarında, bu felsefenin aldat›c›l›¤›n› anlarlar. Allah onları böyle bir
             serapla kandırmıfl, maddeyi mutlak varl›k gibi göstermifltir. "Koskoca" in-
             sanlar, profesörler, astronomlar, biyologlar, fizikçiler, ünvanları, mevkileri
             her ne olursa olsun maddeyi kendilerine ilah edinmeleri sebebiyle bu oyu-
             na gelmifller, birer çocuk gibi aldanmıfl ve küçük düflmüfllerdir. Hiç bir za-
             man asl›na ulaflamad›klar› maddeyi mutlak sanarak onun üzerine felsefe-
             lerini, ideolojilerini kurmufllar, hakkında ciddi tartıflmalara girmifller, söz-
             de "entelektüel" anlatımlar kullanmıfllardır. Tüm bunlardan dolayı da ken-
             dilerini çok akıllı saymıfllar, evrenin gerçe¤i hakkında fikir yürütebilecek-
             lerini düflünmüfller ve en önemlisi kendi sınırlı akıllarıyla Allah'ı yorum-



                                              350
   347   348   349   350   351   352   353   354   355   356   357