Page 349 - Hayatın Gerçek Kökeni
P. 349

Maddenin Ard›ndaki S›r

             Bu konu, tüm dünya tarihinde ilk kez bu kadar karflı konulamaz bir bi-
             çimde anlatılmaktadır.
                  Ama yine de birçok materyalist bilim adamının "maddenin asl›na
             ulaflamad›¤›m›z" gerçe¤ini son derece yüzeysel bir bakıfl açısıyla de¤er-
             lendirdi¤i fark edilmektedir. Çünkü burada anlatılan konu bir insanın ha-
             yatında karflılaflabilece¤i en önemli, en heyecan verici konulardan biri-
             dir. Bu derece çarpıcı bir konu ile daha önce yüzyüze gelmifl olmaları
             mümkün de¤ildir. Buna ra¤men söz konusu bilim adamlarının gösterdik-
             leri tepkiler, ya da konuflma ve yazılarındaki üslup, son derece sı¤ ve yü-
             zeysel bir kavrayıfla sahip olduklarını ele vermektedir.
                  Öyle ki bazı materyalistlerin burada anlatılanlara gösterdikleri tepki-
             ler, materyalizme olan körü körüne ba¤lılıklarının onlarda bir tür mantık-
             sal tahribat oluflturdu¤unu ve bu nedenle konuyu anlamaktan çok uzak
             olduklarını göstermifltir. Örne¤in yine bir Bilim ve Ütopya yazarı ve ö¤re-
             tim üyesi olan Alaeddin fienel, aynı Rennan Pekünlü gibi "Darwinizm'in
             çökertilmesi bir yana, asıl tehlike bu konu" mesajları vermifl, kendi felse-
             fesinin bir dayana¤ı olmadı¤ını hissetti¤i için de, "öyleyse siz anlattıkları-
             nızı ispatlayın" anlamına gelen isteklerde bulunmufltur. Ancak asıl ilginç
             nokta, söz konusu yazarın, tehlike olarak gördü¤ü gerçe¤i bir türlü kav-
             rayamadı¤ını gösteren satırlar yazmıfl olmasıdır.
                  Örne¤in fienel, tamamen bu konuyu ele aldı¤ı bir makalesinde, dıfl
             dünyanın beynin içinde görüntü olarak algılandı¤ını kabul etmifltir. Ama
             görüntülerin maddi karflılı¤ı bulunan ve bulunmayan görüntüler olarak
             ikiye ayrıldı¤ını söyleyerek, dıfl dünya ile ilgili görüntülerin maddi karflı-
             lı¤ına ulafl›labilece¤ini öne sürmüfltür. Bu iddiasını desteklemek için de
             bir "telefon örne¤i" vermifltir. Kısaca, "beynimdeki görüntülerin dıfl dün-
             yada karflılı¤ı olup olmadı¤ını bilmiyorum, ama aynı fley telefonla konufl-
             ma yaptı¤ımda da geçerlidir; telefonla konuflurken karflımdaki kifliyi gö-
             remem, fakat sonradan yüzyüze konuflurken bu konuflmayı do¤rulatabi-
             lirim" diye yazmıfltır. 410
                  Söz konusu yazar, bu benzetmeyle flunu kastetmektedir: "E¤er algı-
             larımızdan kuflkulanırsak, maddenin aslına bakıp gerçe¤i kontrol edebili-
             riz." Oysa bu çok açık bir yanılgıdır, çünkü bizim maddenin aslına ulafl-
             mamız kesinlikle mümkün de¤ildir. Hiçbir zaman zihnimizin dıflına çı-
             kıp "dıflarıda" olan bir fleye ulaflamay›z. Telefondaki sesin karflılı¤ı olup
             olmadı¤ı telefondaki kifliye do¤rulatılabilir. Ama bu do¤rulatma da tama-
             men zihinde yaflanmaktad›r.





                                              347
   344   345   346   347   348   349   350   351   352   353   354