Page 48 - Risale-i Nur - Sikke-i Tasdik-i Gaybi
P. 48

50                                                                                    SİKKE-İ TASDÎK-I GAYBÎ


          cerh eden benim cevabımın Hikmeti şudur ki:

                 Bu zamanda öyle fevkalâde hâkim cereyanlar var ki, herşey'i kendi
          hesabına aldığı için, faraza hakikî beklenilen o Zat dahi bu zamanda gelse,
          harekâtını  o  cereyanlara  kaptırmamak  için  siyaset  âlemindeki  vaziyetten
          feragat edecek ve hedefini değiştirecek, diye tahmin ediyorum.

                 Hem üç mes'ele var: Biri Hayat, biri Şeriat, biri Îmandır. Hakikat
          noktasında  en  mühimmi  ve  en  âzamı,  Îman  mes'elesidir.  Fakat  şimdi
          umumun nazarında ve hâl-i âlem ilcaatında en mühim mes'ele, Hayat ve
          Şeriat göründüğünden, o Zat şimdi olsa da, üç mes'eleyi birden umum rûy-
          i zeminde vaziyetlerini değiştirmek nev'-i beşerdeki câri olan Âdetullaha
          muvafık  gelmediğinden,  herhalde  en  a'zam  mes'eleyi  esas  yapıp,  öteki
          mes'eleleri  esas  yapmıyacak,  tâ  ki,  Îman  Hizmeti,  safvetini  umumun
          nazarında  bozmasın  ve  avamın  çabuk  iğfal  olunabilen  Akıllarında  o
          Hizmet başka maksadlara âlet olmadığı tahakkuk etsin.

                 Hem  de,  yirmi  senedenberi  tahribkâr  eşedd-i  zulüm  altında  o
          derece Ahlâk bozulmuş, o derece Metanet ve Sadakat kaybolmuş ki; ondan,
          belki yirmiden birisine îtimad edilmez. Bu acib hâlâta karşı çok fevkalâde
          Sebat ve Metanet ve Hamiyet-i İslâmiye lâzımdır. Yoksa akim kalır, zarar
          verir.

                 Demek en hâlis ve en selâmetli ve en mühim ve en muvaffakıy-
          yetli  Hizmet,  Risalet-ün-Nur  Şâkirdlerinin  çalıştıkları  daire  içindeki
          Kudsî Hizmettir.

                 Her ne ise, şimdilik bu mes'eleye bu kadar yeter.

                                                                    Said Nursî

                                          * * *


                    HÜSREV'İN MEKTUBUNDAN BİR FIKRADIR

                 Evet  Üstadım,  gözümüzle  görüyoruz  ki:  Ehl-i  Tarîkat,  bid'alara
          dayanamamışlar; hem girmişler, içinden çıkamıyorlar, hem salikleri ondan
          bir ikiye inmiş. Hem onlar da îtiraf ediyorlar ki : Zevklerinden cezbedici
          güzelliklerinden  ellerinde  çok  şeyleri  kalmamış.  Cenab-ı  Hakkın  sırf  bir
          İhsanı  olarak  Risalet-ün  Nur'un  parlak,  nuranî  Nâsiyesini  müşahede  edi-
          yoruz ki, in'ikâs eden Lemeat-ı Nû-
   43   44   45   46   47   48   49   50   51   52   53