Page 46 - Risale-i Nur - Sikke-i Tasdik-i Gaybi
P. 46

48                                                                                     SİKKE-İ TASDÎK-I GAYBÎ


          ve uğrayacağı kaviyyen me'mul ve melhuz olan sefahet ve atalete rağmen
          düstur-u şüyuhatını tahdit ve ancak anâsır-ı mecrûha cerrahını unutmayıp
          ve  ihmal  dahi  etmiyerek  şehadet-i  kat'iyyesini  gösterip  sahife-i  hayatını
          bin ikiyüz doksanikide imzalamıştır.

                 Van'da  te'sisine  başlanan  Medrese-i  Zehra'nın  te'hiri,  "Doktor
          hastaya  elzemdir"  fehvasiyle,  ondokuz  bin  altun  tahsisat  ve  arkasında
          Sultan Reşad, daha beride ikiyüz meb'usdan yüzaltmış küsurun inzimam-ı
          re'yi yüzelli bin banknot kabûl ettikleri halde, maddeten mevki-i fiile îsal
          edilememiş.  Herhalde  Hakîm-i  Mutlak,  Kadîr-i  Mutlak,  daha  ahsen
          suretini  dilemiş  ki,  o  Sultan-ı Ezelînin Lûtfiyle, maddiyata minnet etme-
                                         ِ
               ِ ِ
          den,    للّٰ  دمحْلَا     ,         بر   ِلضف  نم  اَذه Isparta'da Risale-i Nurun Te'lifine
                                    ْ َ ْ
                                              ٰ
                              ِّ َ
                ه ُ ْ َ
          menba' olması ve mânevî Medreset-üz-Zehra hükmüne geçmesi, pâyansız
                                                ِ
          kusurlarımızın  belki  de  setrine  للّٰا  ءاشش  نا vesile  olmasını  Cenâb-ı Erha-
                                               ْ َ
                                           َ ه
                                        ُ
          mürrâhimînden  dileyerek,  işbu  Destgâh-ı  Mânevîyi  tahkîmen  Osman-ı
          Hâlidînin  kıymetdar  ve  mânidar  sâdık  ve  meşhur  ihbaratının  hedef  ve
          masruf-u lehi günden daha âşikâr bir halde zuhur etmiştir.

                 Şu mütevâli vekâyi-i müsbete biz âciz Hizmetçilere Vazife-i Aslî-
          mizde ayrıca nazar-ı dikkati celbettiğine muttali olduktan sonra, bin Hamd
          ü Sena ile Huzur-u Üstada birer birer Vücud-u Mânevîmizle arz-ı endam
          eder  ve  mübarek  Ellerini  öperiz.  Aynı  gayeye  yardıma  koşan  ve  aynı
          Destgâhın alâkadarları olan Küçük Husrev ve Feyzi, Nazif, Emin, Tahsin,
          Tevfik, Hilmi gibi Kardeşlerimize arzederiz.

                                                  Risale-i Nur Şâkirdlerinden


                   Hasan, Osman, Tâhirî, Abdullah, Hulûsi-i Sâni Sabri


                 Aziz Kardeşlerim!

                 Bu  günlerde,  Tefsir'in  ve  Onuncu  Söz'ün  Tevafukatına  baktım.
          Kendi  kendime  dedim  ki:  "Bu  ziyade  tafsilât  israfdır;  ehemmiyetli
          mes'eleler çoktur, vakit zâyi olmasın." Birden ihtar edildi ki: "O Tevafuk
          altında  çok  ehemmiyetli  mes'eleler  vardır.  Hem  mâdem  Tevafukta  bir
          İnayet-i Hâssa ve bir İltifat-ı Rahmânî Risalet-ün-Nura karşı tezahür etmiş;
          O İltifata karşı hiss-i şükran ve memnuniyet ve müteşekkirane sevinç ne
          kadar ifratkârane de olsa
   41   42   43   44   45   46   47   48   49   50   51