Page 49 - Risale-i Nur - Sikke-i Tasdik-i Gaybi
P. 49

PARLAK FIKRALAR ve GÜZEL MEKTUBLAR                                                51


           riyesi, bütün ihtiyacımıza kâfi ve vâfi geliyor, herkesi hayrette bırakıyor.
           Hem, ehl-i bid'ayı serfürû' ettiriyor. Öylelerin lisanlarından, nedamet ve
           teessüfü ifade eden "Bilmemişiz!" kelimeleri dökülüyor.

                  Muhitimizde, Risalet-ün-Nura karşı câzibedar ve çok âlî Hakikat-
           larından  başka  ehl-i  bid'a  lisanları  susmuş;  güya  karanlıklı  girdablara
           sokulmuşlar, konuşmuyorlar. Konuşsalar da tesirleri kalmamıştır. Câzibe-
           dar ve İ’cazkâr Lisaniyle ancak Risalet-ün-Nur konuşuyor. Bid'a ve dalâlet
           zulmetlerine  karşı  ancak  Onun  Talebeleri,  Kuvvet-i  Îmanla  çelikten  bir
           kal'a  gibi  duruyorlar.  Hem  öyle  fevkalâde  Fütuhat  yapıyor  ve  öyle
           hârikulâde bir surette Emir ve Nehy-i Kur'ânîyi temessük ettiriyor ki, pek
           çok müşahedatımızdan yalnız birisini bin Kalemli Kardeşimiz söylüyorlar
           ki... Sükût.

                                                                   H  ü  s  r  e  v
                                           * * *


               KÂTİB  OSMAN'IN  RÜ'YASINA  AİD  BİR  FIKRASIDIR.

                 Şâbân-ı Şerifin onbeşinci cumartesi Leyle-i Berat gecesi rü'yamda;
           büyük  berrak,  küçük  bir  deniz  olan  bir  göl  sahilinde  ingiliz  veyahud
           almanla, biz yâni Türk hükûmeti harbediyormuş. Harb esnasında Semadan
           bir  karaltı  zuhur  etmeğe  başladı.  "Acaba  bu  Semadan  inen  nedir?"  diye
           hepimizin nazar-ı dikkatini celbetti. Yakınlaştıkça bir insan ve sonra üzeri
           ihramlı, yüzü bir parça esmer, başı beyaz ve büyük tülbend ile sarılı bir
           kadın şeklini alarak, gölün ortasında hemen ineceği zaman derhal oraya bir
           mermerden  Minber  yapılarak  Minberin  üzerine  indi.  Sonra,  Zât-ı
           Âlinizden  gelen  umum  Mektubları  okumağa  başladı.  Her  iki  tarafta
           Sükûnet  hasıl  oldu.  Okuduğu  Mektubları  herkes  can  kulağıyle  dinledi.
           Sonra nihayetinde "Evet, Hazret-i Kur'an-ı Azîmüşşanın Ahkâm-ı Şer'iye-
           since  amel  ederseniz,  yakayı  kurtarırsınız.  Eğer  Kur'ân-ı  Azimüşşân'ın
           Ahkâm-ı  Şer'iyyesine  riayet  etmezseniz  hepiniz  mahv  u  perişan  olacak-
           sınız" diye söyledi. Sonra evime geldim. Bizim Re'fet Beyle Rüşdü Efendi
           bizim  eve  geldiler,  bendenize  dediler:  "Bu  Sırrı  sen  mi  ifşa  ettin?  Bu
           Mektublar  Minber  üzerinde  okundu?"  Bendeniz  de  cevaben:  "Hayır
           Kardeşlerim, bu Sırrı siz anlamadınız mı? Bu gelen Zat, Semadan geliyor,
           bu Mektubları
   44   45   46   47   48   49   50   51   52   53   54