Page 47 - Risale-i Nur - Sikke-i Tasdik-i Gaybi
P. 47

PARLAK FIKRALAR ve GÜZEL MEKTUBLAR                                                49


           israf olamaz." Bu ihtar mücmelini iki cihetle izah edeceğim.

                  B i r i n c i s i : Her şeyde, -ne kadar cüz'î olsa da- bir Kasd ve
           İradenin  cilvesi  bulunmasıdır.  (Tesadüf  hakikî  olarak  bulunmamasıdır.)
           Evet,  kesretin  en  dağınık  ve  en  ziyade  tesadüfe  verilen,  Kelimattaki
           Hurufatın  vaziyetleridir.  Hususan  Kitabette  madem  hiç  münasebeti  ol-
           mayan ve ihtiyar-ı beşer karışmayan hurufatın vaziyetlerinde bir tenasüb,
           bir nizam bulunuyor; elbette bir İrade-i Gaybî tahtında vaziyetler veriliyor.
           Hiçbir şey, Daire-i İlim ve Kudretinden hariç olmadığı gibi, Daire-i İrade
           ve Meşîetten dahi hariç değildir ki, böyle cüz'i ve dağınık şeylerde dahi bir
           tenasüb gözetiliyor ve tanzim ediliyor. Ve o tanzim içinde İrade-i Âmme
           cilvesinden İnayet-i Hâssa suretinde Risalet-ün-Nura bir imtiyaz nev'inden
           hususî  bir  teveccüh  görülmüş.  Ben  bu  derin  mes'eleyi  tam  görmek  için
           "İşârât-ül-İ'caz"ın Tevafukatına dikkat ettim ve kat'î bir kanaat ile o Sırrı
           bildim ve hissettim.

                  İ k i n c i s i : Nasılki çok mübarek ve kudsî büyük bir Zat, gayet
           fakir  ve  muhtaç  bir  adama  ümid  edilmediği  bir  tarzda  iltifatkârâne  bir
           kabda bâzı kâğıtlara sarılı bir hediye ihsan etse, elbette o bîçâre adam, o
           pek  büyük  Zâta  karşı  hediyesinin  binler  mislinden  fazla  teşekkür  etmek
           ister. Ve bin o hediye kadar kıymetli bulunan o hediye ile gösterilen iltifata
           karşı  ne  kadar  teşekkürde  israf  ve  ifrat  da  etse,  makbûldür.  Ve  o  çok
           mübarek  Zâtın  hediyesine  sardığı  kâğıtları  da  teberrük  deyip  şeker  gibi
           yese,  hattâ  o  hediye  içindeki  cevizlerin  kabuklarını  da  teberrük  deyip
           ekmek  gibi  yese,  başına  koysa,  israf  olmadığı  gibi,  Risalet-ün-Nur
           yüzünde  İrade-i  Âmmede  İnayet-i  Hâssa  iltifatı,  Tevafuk  zarfiyle  İhsan
           edilmiş. Elbette Tevafuka dair tafsilat, tasvirat fiilî teşekküratın bir nev'idir,
           ve sevincin ve minnetdarlığın heyecanlı bir tereşşuhatıdır. Evet, böyle bir
           Zâtın  İltifatını  gösteren  maddî  kırk  para  İhsanına  karşı,  kırk  bin  liraya
           değer İltifatına karşı ne kadar teşekkür eylese, israf değil.

                                                                     Said Nursî

                                           * * *


                  Aziz Sıddık Kardeşlerim!

                  Sizin fevkalâde Sadakat ve Ulûvv-i Himmetinizden tereşşuh eden
           bir   hafta   evvelki   Mektubunuza   karşı   hüsn - ü  zannınızı   bir   derece
   42   43   44   45   46   47   48   49   50   51   52