Page 75 - Risale-i Nur - Sikke-i Tasdik-i Gaybi
P. 75

BİRİNCİ  ŞUA                                                                                                           77


           Kur'anın parlak bir Tefsiri olan Risale-i Nura bakıyor ve en evvel nâzil

                                                     ِ
                                               ِ
           olan “Sure-i  Alâk” da    غْطيَل  نا ْ نْلاْا  نا   Âyeti gibi manasıyla ve
                                                    َّ
                                    ٰ َ
                                          َ َ
           makam-ı cifriyle ifade ediyor ki: Bin üçyüz kırkdörtte nev'-i insan içinde
           fir´avunâne emsalsiz bir tuğyan, bir inkâr çıkacak.  انيف      اودهاج  ني    ذلا   و
                                                                            َّ
                                                                              َ
                                                                         َ
                                                           َ
                                                                  ُ َ َ
           Âyeti  ise,  o  tuğyana  karşı  Mücahede  edenleri  senâ  ediyor.  Evet  harb-i
           umumî  neticelerinden  hem  Âlem-i  İnsaniyet,  hem  Âlem-i  İslâmiyet  çok
           zarar  gördüler.  Nev-i  insanın,  hususan  avrupanın  mağrur  ve  cebbarları,
           bilhassa birisi, kuvvet ve gınaya ve paraya istinad ederek fir´avunâne bir
           tuğyâna girdiklerinden, o hususî insanlar nev-i beşeri mes'ul ediyor diye
                                                         يدهنَل deki şeddeli ن bir  ن
                                                        ِ
           insan ism-i umumisiyle tabir edilmiş. Eğer    ن َ ْ َ
                                                     ه

                                                    م
                                                      َّ ْ ُ
           sayılsa,  bin  ikiyüz  doksandört  eder  ki  Risâlet-ün-Nur  Müellifinin
           Besmele-i Hayatıdır ve Tarih-i Velâdetinin birinci senesidir. Eğer şeddeli
           ل iki ل ve ن bir sayılsa, o vakit bin üçyüz yirmidörtte hürriyetin ilânı
           hengâmında  Mücâhede-i  Mâneviye  ile  tezâhür  eden  Risâle-in-Nur
           Müellifinin görünmesi tarihidir.

                                                             ِ
                                                    ن


                    DÖRDÜNCÜ ÂYET-İ MEŞHURE:  اثمْلا        ن   م اًعبس َكا   نيت ا دقَلو
                                                       َ َ
                                                            َ
                                                                       َ ْ َ ْ َ َ
                                                                 ْ َ
           Âyetidir. Şu Cümle Kur'an-ı Azîmüşân'ı ve Fâtiha Sûresini müsenna Sena-
           sıyla  ifade  ettiği  gibi,  Kur'anın  müsenna  vasfına  lâyık  bir  bürhanı  ve  altı
           Erkân-ı Îmaniye  ile  beraber  Hakikat-ı İslâmiyet  olan yedi Esası, Kur'ânın

                                                           ن

           Seb'a-i Meşhuresini parlak bir surette isbat eden ve  اثمْلا  اعبس Nuruna
                                                              َ َ
                                                                     َ ْ َ
           mazhar  bir  âyinesi  olan  Risale-in-Nura  cifirce  dahi  işaret  eder.  Çünki
                    ِ
              ن  اثمْلا  نم اًعبس َكانيت ا  makam-ı ebcedîsi   binüçyüzotuzbeş   adediyle
                              َ ْ َ
              َ َ
                   َ
                        ْ َ
           Risale-in-Nurun  Fâtihası  olan  İşârât-ül-İ'caz  Tefsirinin  Fâtiha  Sûresiyle
           Elbakara Suresinin başına aid kısmı basmakla intişar tarihi olan bin üçyüz
           otuzbeş  veya  altıya  Tevâfukla  remzî  bir  perdeden  ona  baktığına  bir
           emâredir.
   70   71   72   73   74   75   76   77   78   79   80