Page 96 - Risale-i Nur - Sikke-i Tasdik-i Gaybi
P. 96

98                                                                                     SİKKE-İ TASDÎK-I GAYBÎ



              Birincisi Tefekkürdür. Hakîm İsmine bakıyor.

              Biri  de  Şefkattir,  hadsiz  olan  fakrını  hissetmektir  ki,  Rahman  ve
          Rahîm İsimlerine bakıyor. Hem şu Âyet nasılki Resail-in-Nurun Te'lif ve

          Tekemmül  tarihine  Tevafukla  parmak  basıyor…  Öyle  de,   لي      نت
                                                                             ْ َ
                                                                          ٌ

          Kelimesiyle  -vakf  mahalli  olmadığından  tenvin  ن    sayılmak  cihetiyle-

          makamı  beşyüz  kırkyedi  olarak  Sözlerin  ikinci  ve  üçüncü  ismi  olan
          Resail-in-Nur  ve  Risale-i  Nurun  adedi  olan  beşyüz  kırksekiz  veya  kırk-

          dokuza şeddeli ن  bir ن sayılmak cihetiyle pek cüz'î ve Sırlı bir veya iki

          farkla Tevafuk ederek remzen Ona bakar, dairesine alır.
                                        ِ
                                                   مح in makam-ı cifrîsi, bir vecihle,

                      ِ
                 Hem  مي   ح   رلا      ِنمحرلا  نم  لي  نت      ٰ
                                           ٌ
                                              ْ َ
                               ٰ ْ َّ
                          َّ
                                       َ
                                                                    م
          yâni tenvin ن sayılsa ve şeddeli iki ر deki ل aslî hesab edilse  يم اح    مح   ,      ٰ

                                                                    ْ
          telâffuzda olduğu gibi olsa, bin üçyüz ellidört veya beş eder.Ve diğer bir
          vecihte, yani tenvin sayılmazsa bin üçyüz dört eder; üçüncü vecihte, yâni
          telâffuzda bulunmayan iki ل hesaba girmezse bin ikiyüz doksandört eder.
          Birinci vecihte tam tamına Resail-in-Nurun te'lifçe bir derece tekemmülü
          ve fevkalâde ehemmiyet kesbetmesi ve fırtınalara tutulması ve Şâkirdleri
          Kudsî bir Teselliye muhtaç oldukları Arabî tarihiyle şu: Bin üçyüz ellibeş
          ve ellidört tarihine, hem otuzbir adet Lem'alardan ibaret olan "Otuzbirinci
          Mektub"un Te'lif zamanına, hem O Mektubun  "Otuzbirinci  Lem'a"sı-
          nın  vakt-i  zuhuruna  ve  o  Lem'adan  Birinci  Şuâ'ın  Te'lifine  ve  o  Şuâ'ın,
          yirmidokuz makamında otuzüç adet Âyâtın Risale-i Nura işaretleri istihrac
          edildiği hengâmına ve yirmibeşinci Âyetin Risale-i Nura îmaları yazıldığı
          şu zamana, şu dakikaya, şu hâle tam tamına Tevafuku ise, Kur'ânın İ’caz-ı
          Mânevisine yakışıyor. Gayet lâtif ve müjdeli bir Tevafuktur. İkinci vecihte,
          yâni binüçyüz dört makamiyle Risale-i Nurun Tercümanı, Risale-i Nurun
          basamakları  olan  mebâdi-i  ulûma  besmelekeş  olduğu  ve  Fütuhat-ı
          Nuriyede      Besmelesini      çektiği      ve      Fatiha - i  Hayat - ı  İlmiyede
   91   92   93   94   95   96   97   98   99   100   101