Page 210 - Risale-i Nur - Mesnevi-i Nuriye
P. 210
ONUNCU RİSALE 213
Seri-üs Seyr olan bu zamanın evlâdına, kısa ve Selâmet bir
Tarîkı ihsan etmek, Rahmet-i Hâkimenin Şânındandır.
İ'lem Eyyühel-Aziz! İnsanı gaflete düşürtmekle Allah'a
Ubudiyetine mani olan, cüz'î nazarını cüz'î şeylere hasretmektir. Evet
cüz'iyat içerisine düşüp cüz'îlere hasr-ı nazar eden, o cüz'î şeylerin
esbabdan sudûruna ihtimal verebilir. Amma başını kaldırıp nev'e ve
umuma baktığı zaman, edna bir cüz'înin en büyük bir sebebden
sudûruna cevaz veremez. Meselâ: Cüz'î Rızkını bazı esbaba isnad
edebilir. Fakat menşe-i rızık olan arzın, kış mevsiminde kupkuru, kıraç
olduğuna, bahar mevsiminde Rızk ile dolu olduğuna baktığı vakit, arzı
ihya etmekle bütün zevilhayatın Rızıklarını veren Allah'dan maada
kendi Rızkını verecek bir şey bulunmadığına kanaatı hasıl olur. Ve
keza evindeki küçük bir ışığı veya Kalbinde bulunan küçük bir nuru
bazı esbaba isnad edebilirsin. Amma o ışığın, şemsin ziyasıyla, o Nurun
da Menba'-ul Envâr'ın Nuruyla muttasıl olduğuna vâkıf olduğun zaman
anlarsın ki; kalıbını ışıklandıran, Kalbini tenvir eden ancak leyl ve
neharı birbirine Kalbeden Fâtır-ı Hakîm'dir.
Ve keza senin vücudunun zuhur ve vuzuhca Hâlık'ın vücuduna
nisbeti, Hâlık'ın Vücuduna delalet edenlerin nisbeti gibidir. Çünki sen
bir vecihle kendi vücuduna delalet ediyorsun. Amma Hâlıkın
Vücuduna, bütün mevcudat, bütün zerratıyla delalet ediyor. Öyle ise
Onun Vücudu senin vücudundan, Âlemin zerratı adedince zuhur
dereceleri vardır.
Ve keza seni nefsini sevmeye sevkeden esbab:
1- Bütün lezzetlerin mahzeni nefistir
2- Vücudun merkezi ve menfaatin madeni nefistir
3- İnsana en karib -yakın- nefistir, diyorsun. Pekâlâ. Fakat o
fâni lezzetlere mukabil, lezaiz-i bâkiyeyi veren Hâlık'ı daha ziyade
Ubudiyetle sevmek lâzım değil midir? Nefis vücuda merkez
olduğundan Muhabbete lâyık ise, o vücudu İcad eden ve o
Vücudun Kayyumu olan Hâlık, daha fazla muhabbete, Ubudiyete
müstehak olmaz mı? Nefsin maden-i menfaat ve en yakın olduğu,
sebeb-i muhabbet olursa, bütün hayırlar, rızıklar elinde bulunan
ve o nefsi yaratan Nâfi', Bâki ve daha karib olan, daha ziyade
Muhabbete lâyık değil midir? Binaenaleyh bütün mevcudata
inkısam eden Muhabbetleri cem ve Muhabbetin ile beraber
Mahbub-u Hakikî olan Fâtır-ı Hakîm'e ihda etmek lâzımdır.