Page 222 - Risale-i Nur - Mesnevi-i Nuriye
P. 222

ONUNCU RİSALE                                                                                                 225


                 Hülâsa: Allah'ı ittiham etmekle işini terk edip Allah'ın işine
          karışma ki nankör âsiler defterine kaydolmayasın.
                                          * * *
                                          ِ
                                    مُكل     بجتسَا   ٓ ي ن    وعدُا
                                   ْ َ
                                           َ
                                                   ُ ْ
                                        ْ
                                             ْ
                 İ'lem  Eyyühel-Aziz!  Bazı  Dualar  icabete  iktiran  etmez,  diye
          iddiada bulunma. Çünki  Dua bir  İbadettir.  İbadetin semeresi  Âhirette
          görünür. Dünyevî maksadlar ise, Namaz vakitleri gibi, Dualar İbadeti
          için  birer  vakittirler.  Duaların  semeresi  değillerdir.  Meselâ:  Şemsin
          tutulması  Küsuf  Namazına,  yağmursuzluk  Yağmur  Namazına  birer
          vakittir.
                 Ve  keza  zalimlerin  tasallutu  ve  belaların  nüzulü,  bazı  hususî
          Dualara  vakittir.  Bu  vakitler  bâki  kaldıkça,  o  Namazlar,  o  Dualar
          yapılır.  Eğer   bu  vakitlerde  dünyevî  maksadlar   hasıl  olursa,   zâten

           رون   ى لٰع    رون.  Ve illâ, icabet  Duaya iktiran etmedi, diyemezsin. Ancak,
            ُ
                  ٌ ُ
                َ
          henüz vakit inkıza etmemiş, Duaya devam lâzımdır, diyebilirsin. Çünki
          o  maksadlar  Duaların  mukaddemesidir,  neticesi  değillerdir.  Cenab-ı
          Hakk'ın Duaların icabetine va'detmesi ise, icabet Ayn-ı Kabul değildir.
          Yani,  icabet  kabulü  istilzam  etmez.  Duaya  her  halde  cevab  verilir.
          Cevabsız bırakılmaz. Matluba olan is'af ise, Mucîbin Hikmetine tâbidir.
          Meselâ: Doktoru çağırdığın zaman, herhalde: "Ne istersin" diye cevab
          verir. Fakat: "Bu yemeği veya bu ilâcı bana ver" dediğin vakit, bazan
          verir, bazan hastalığına, mizacına mülayim olmadığından vermez.

                 Adem-i  kabul  esbabından  biri  de,  Duayı  İbadet  kasdıyla
          yapmayıp, matlubun tahsiline tahsis ettiğinden aks-ül amel olur. O
          Dua İbadetinde İhlas kırılır, makbul olmaz.
                 İ'lem  Eyyühel-Aziz!  İnkılablar  neticesinde,  her  iki  taraf
          arasında geniş geniş dereler husule geliyor. O dereler üstünde her iki
          Âlemle münasebettar köprüler lâzımdır ki, her iki Âlem arasında gidiş
          geliş  olsun.  Lâkin  o  köprülerin  inkılabat  cinslerine  göre  şekilleri,
          mahiyetleri mütebayin; İsimleri mütenevvi olur. Meselâ: uyku, Âlem-i
          Yakaza  ile  Âlem-i  Misal  arasında  bir  köprüdür.  Berzah,  dünya  ile
          Âhiret arasında ayrı bir köprüdür. Ve misal, Âlem-i Cismanî ile Âlem-i
          Ruhanî    arasında    bir    köprüdür.    Bahar,    kış    ile    yaz    arasında
   217   218   219   220   221   222   223   224   225   226   227