Page 248 - Risale-i Nur - Şualar
P. 248
250 ŞUÂLAR
elzem ve en zarurî mes'eleleri teslim ettirmek için Kur'an, binler defa değil,
belki milyonlar defa onlara baktırsa yine israf değil ki, milyonlar kere
tekrar ile o bahisler Kur'anda okunur, usanç vermez, ihtiyaç kesilmez.
Meselâ:
ِ
ِ
ِ
ِ
۪
… ٌ تاحلاصلاٌاوهلمعوٌاونمۤا َ َ ي ٌ ن ٌ ٌ ذَّلا ٌنا
َّ
َ
َ َ
ه
َّ
ِ
ِ
ِ
۪
ا
د
ٌ َا اهيف ۪ ٌ ني ٌ َ ٌ دل اخ ٌ را ٌ نَْلْاٌاهتحتٌنم ٌ ي۪رجت ٌ ٌ تان ٌ جٌمهَل
ب
َ
َّ
َ
َ
ً
َ ْ ْ
َٓ َ
ْ
َ ْ ه
َ ْ ه
Âyetinin gösterdiği Müjde-i Saadet-i Ebediye Hakikatı, "Bîçare
beşere her dakika kendini gösteren Hakikat-ı Mevtin; hem insanı, hem
dünyasını, hem bütün ahbabını i'dam-ı ebedîsinden kurtarıp ebedî bir
saltanatı kazandırır" dediğinden milyarlar defa tekrar edilse ve Kâinat
kadar ehemmiyet verilse yine israf olmaz, kıymetten düşmez. İşte bu
çeşit hadsiz kıymetdar mes'eleleri Ders veren ve Kâinatı bir hane gibi
değiştiren ve şeklini bozan dehşetli inkılabları tesis etmekte iknaa ve
inandırmaya ve isbata çalışan Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan elbette sarihan
ve zımnen ve işareten binler defa o mes'elelere nazar-ı dikkati
celbetmek; değil israf.. belki ekmek, ilâç, hava ve ziya gibi birer hacet-i
zaruriye hükmünde İhsanını tazelendirir. Hem meselâ:
ِ
ِ
۪
ِ
۪
ٌ ميلَا ٌباَذعٌمهَل ٌ ٌ يمل ِ اَّظلَا ٌو ۞ ٌمنه ٌ جٌران ٌ ني ٌ ٌ ۪ فِ ٌ َ ٌ ۪رف اَكلا ٌنا
َ
َ
َّ ْ
َ َّ َ
َ ْ
َ ه
gibi tehdid Âyetlerini Kur'an gayet şiddetle ve hiddetle ve gayet kuvvet
ve tekrarla zikretmesinin Hikmeti ise; Risale-i Nur'da kat'î isbat edildiği
gibi.. beşerin küfrü, Kâinatın ve ekser mahlukatın hukuklarına öyle bir
tecavüzdür ki, Semavatı ve Arzı kızdırıyor ve anasırı hiddete getirip
tufanlarla o zalimleri tokatlıyor.
ِ
ِ
ِ
ِ
ٌ ظي ٌ غْلاٌنمٌزيمتٌداَكت َ ٌ ۞ ٌ ٌ روفت ٌهِو ٌ ٌ اقي ٌ۪هش ٌاهَلٌاوعمس ٌ اهيف ۪ ٌاوقْلها َ ِ ٌ ٌ ذا ٌ َٓا
َ َ
َ ه َ
ه
ه
ً َ
ه
ه َّ َ َ ه
َ ْ
َ
َ َ
Âyetinin sarahatıyla o zalim münkirlere Cehennem öyle öfkeleniyor ki,
hiddetinden parçalanmak derecesine geliyor. İşte böyle bir cinayet-i
âmmeye ve hadsiz bir tecavüze karşı beşerin küçüklük ve ehemmiyet-
sizliği noktasında değil, belki zalimane cinayetinin azametine ve
kâfirane tecavüzünün dehşetine karşı Sultan-ı Kâinat kendi raiyetinin
hukukunun ehemmiyetini ve o münkirlerin küfür ve zulmündeki
nihayetsiz