Page 243 - Risale-i Nur - Şualar
P. 243

11.  ŞUÂ – MEYVE   RİSALESİ                                                                                             245


           zaman milyonlar Hâfızların Kalblerinde zevk ile yazılması ve çok tek-
           rarla  ve  kesretli  tekraratıyla  usandırmaması  ve  çok  iltibas  yerleri  ve
           Cümleleri ile beraber çocukların nazik ve basit kafalarında mükemmel
           yerleşmesi  ve  hastaların  ve  az  sözden  müteessir  olan  ve  sekeratta
           olanların  kulağında  Mâ-i  Zemzem  misillü  hoş  gelmesi  gibi  Kudsî
           imtiyazları  kazanır  ve  iki  cihanın  saadetlerini  kendi  Şakirdlerine
           kazandırır.  Ve  Tercümanın  Ümmiyet  mertebesini  tam  riayet  etmek
           Sırrıyla  hiçbir  tekellüf  ve  hiçbir  tasannu  ve  hiçbir  gösterişe  meydan
           vermeden Selaset-i Fıtriyesini ve doğrudan doğruya Semadan gelmesini
           ve  en  kesretli  olan  tabakat-ı  avamın  basit  fehimlerini  Tenezzülât-ı
           Kelâmiye ile okşamak hikmetiyle en ziyade Sema ve arz gibi en zahir
           ve  bedihî  sahifelerini  açıp  o  âdiyat  altındaki  hârikulâde  Mu'cizat-ı
           Kudretini ve manidar Sutur-u Hikmetini Ders vermekle Lütf-u İrşadda
           güzel  bir  İ’caz  gösterir.  Tekrarı  iktiza  eden  Dua  ve  Davet,  Zikir  ve
           Tevhid Kitabı dahi olduğunu bildirmek Sırrıyla güzel, tatlı tekraratıyla
           birtek  Cümlede  ve  birtek  kıssada  ayrı  ayrı  çok  manaları,  ayrı  ayrı
           muhatab  tabakalarına  tefhim  etmekte  ve  cüz'î  ve  âdi  bir  hâdisede  en
           cüz'î  ve  ehemmiyetsiz  şeyler  dahi  Nazar-ı  Merhametinde  ve  Daire-i
           Tedbir ve İradesinde bulunmasını bildirmek Sırrıyla Tesis-i İslâmiyette
           ve  Tedvin-i  Şeriatta  Sahabelerin  cüz'î  hâdiselerini  dahi  nazar-ı
           ehemmiyete  almasında;  hem  küllî  düsturların  bulunması,  hem  umumî
           olan  İslâmiyetin  ve  Şeriatın  tesisinde  o  cüz'î  hâdiseler,  çekirdekler
           hükmünde çok ehemmiyetli meyveleri verdikleri cihetinde de bir nevi
           İ’cazını  gösterir.  Evet  ihtiyacın  tekerrürüyle,  tekrarın  lüzumu
           haysiyetiyle, yirmi sene zarfında pek çok mükerrer suallere cevab olarak
           ayrı  ayrı  çok  tabakalara  Ders  veren  ve  koca  Kâinatı  parça  parça  edib
           Kıyamette  şeklini  değiştirerek  dünyayı  kaldırıp  onun  yerine  azametli
           Âhireti kuracak ve zerrattan yıldızlara kadar bütün cüz'iyat ve külliyatın
           tek  bir  Zâtın  Elinde  ve  Tasarrufunda  bulunduğunu  isbat  edecek  ve
           Kâinatı ve Arzı ve Semavatı ve anasırı kızdıran ve hiddete getiren nev'-i
           beşerin zulümlerine, Kâinatın Netice-i Hilkati hesabına Gadab-ı İlahîyi
           ve Hiddet-i Rabbaniyeyi gösterecek hadsiz ve nihayetsiz ve dehşetli ve
           geniş bir inkılabın tesisinde binler netice kuvvetinde bazı Cümleleri ve
           hadsiz delillerin neticesi olan bir kısım Âyetleri tekrar etmek; değil bir
           kusur,  belki  gayet  kuvvetli  bir  İ’caz  ve  gayet  yüksek  bir  Belâgat  ve
           mukteza-yı  hale  gayet  mutabık  bir  Cezalettir,  bir  Fesahattir.  Meselâ:
           Birtek Âyet olup yüz
   238   239   240   241   242   243   244   245   246   247   248