Page 239 - Risale-i Nur - Şualar
P. 239

11.  ŞUÂ – MEYVE   RİSALESİ                                                                                             241


           Aleyhissalâtü Vesselâm bin Mu'cizatıyla Onun bir Mu'cizesi olarak Hak
           Kelâmullah  olduğu  kat'î  isbat  edilen  Kur'an-ı  Mu'ciz-ül  Beyan  hiçbir
           cihette imkânı var mı ki, o Mütekellim-i Ezelî ve o Sâni'-i Sermedî'nin
           Kelâmı ve Fermanı olmasın! Hâşâ, yüzbin defa hâşâ ve kellâ!

              Demek İman-ı Billah bütün hüccetleriyle, Kur'an'ın Kelâmullah
           olduğunu isbat ediyor.

              Hem hiç mümkün müdür ki; zeminin yüzünü mütemadiyen Zîhayat-
           larla  doldurup  boşaltan  ve  Kendini  tanıttırmak  ve  İbadet  ve  Tesbihat
           ettirmek için bu dünyamızı Zîşuurlarla şenlendiren bir Sultan-ı Zülcelal,
           Semavatı  ve  yıldızları  boş  ve  hâlî  bıraksın;  onlara  münasib  ahaliyi
           yaratıp, o Semavî saraylarda iskân etmesin ve Saltanat-ı Rububiyetini en
           büyük  memleketinde  Hademesiz,  Haşmetsiz,  Memursuz,  Elçisiz,  Ya-
           versiz, Nâzırsız, Seyircisiz, Âbidsiz, Raiyetsiz bıraksın.. Hâşâ, Melekler
           sayısınca hâşâ!

              Hem  hiçbir  cihette  imkânı  var  mı  ki;  bu  Kâinatı  öyle  bir  Kitab
           tarzında yazar ki, herbir ağacın bütün tarihçe-i hayatını bütün çekirdek-
           lerinde kaydeden ve herbir otun ve çiçeğin bütün vazife-i hayatiyesini
           bütün  tohumlarında  yazan  ve  herbir  Zîşuurun  bütün  sergüzeşte-i
           hayatiyesini  hardal  gibi  küçük  kuvve-i  hâfızasında  gayet  mükemmel
           yazdıran ve bütün mülkünde ve Devair-i Saltanatında her ameli ve her
           hâdiseyi müteaddid fotoğraflarla alarak muhafaza eden ve Rububiyetin
           en ehemmiyetli bir esası olan Adalet, Hikmet ve Rahmetin Tecellileri ve
           Tahakkukları  için  koca  Cennet  ve  Cehennem'i  ve  Sırat  ve  Mizan-ı
           Ekberi  yaratan  bir  Hâkim-i  Hakîm  ve  bir  Alîm-i  Rahîm,  İnsanların
           Kâinatı  alâkadar  eden  amellerini  yazdırmasın  ve  mücazat  ve  mükâfat
           için  fiillerini  kaydettirmesin  ve  seyyiat  ve  Hasenatlarını  Kaderin
           Levhalarında  yazmasın.  Hâşâ,  Kaderin  Levh-i  Mahfuzunda  yazılan
           harfleri adedince hâşâ!..

              Demek İman-ı Billah Hakikatı, hüccetleriyle hem Melaikeye İman,
           hem Kadere İman Hakikatlarını dahi kat'î isbat eder. Güneş gündüzü ve
           gündüz güneşi gösterdiği gibi, İmanın Rükünleri birbirini isbat ederler.

              İKİNCİ NOKTA: Başta Kur'an, bütün Semavî Kitablar ve Suhuflar
           ve başta Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm olarak bütün Peygamber-
           ler     (Aleyhimüsselâm),    bütün    Davaları    beş-altı    Esas     üzerine
   234   235   236   237   238   239   240   241   242   243   244