Page 291 - Risale-i Nur - Şualar
P. 291
Onüçüncü Şua
[Üstadın Talebelerine gönderdiği gayet kıymetdar, nurlu
Mektublardır. Risale-i Nur'un parlak Mücahedatını bu
samimî Mektublar gayet parlak gösteriyorlar.]
ٌ هناحبسٌه ِ ِ ٌ مسا ِ ٌ ب
ْ
ه َ َ ْ ه
Aziz, Sıddık Kardeşlerim!
Geçen Leyle-i Kadrinizi ve gelen Bayramınızı bütün mevcudiye-
timle tebrik ve sizleri Cenab-ı Erhamürrâhimîn'in Birliğine ve Rahmeti-
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ne emanet ediyorum. ٌردَكلاٌنمٌنمَاٌر ٌ دق ٌ ْلابٌنمٰاٌنم Sırrıyla
َ َ
َ َ ْ َ
َ
َ ْ َ
sizi Teselliye muhtaç görmemekle beraber, derim ki:
ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ٌكبرٌدمحبٌحب ٌ سوٌا ٌ ننيعَاب ٌ ٌ كنافٌكبرٌِمْكحلٌبصاو Âyetinin mana-yı
َ َ
ْ َ
َ َ
َ
َ ه ْ
َ َّ َ َ َ
ْ
ه
ْ ْ
ِّ
ِّ
ِّ
işarîsiyle verdiği Teselliyi tamamıyla gördüm. Şöyle ki:
Dünyayı unutmak, Ramazanımızı âsude geçirmek düşünürken, ha-
tıra gelmeyen ve bütün bütün tahammülün fevkinde bu dehşetli hâdise
hem benim, hem Risale-i Nur'un, hem sizin, hem Ramazanımız, hem
Uhuvvetimiz için Ayn-ı İnayet olduğunu ben müşahede ettim. Bana aid
cihetinin ise çok faidelerinden yalnız iki-üçünü beyan ederim.
Biri: Ramazanda çok şiddetli bir Heyecan, bir Ciddiyet, bir İltica,
bir Niyaz ile müdhiş hastalığa galebe ederek çalıştırdı.