Page 296 - Risale-i Nur - Şualar
P. 296
298 ŞUÂLAR
Hem o Kasidede Risale-i Nur'un mühim Eczalarına tertibiyle işaret-
lerin Hâtimesinde, mukabil sahifede der:
ِ
ِ
ِ
ِ
ٌ تم ِ ٌ متٌ ٌ ير ٌ خْلاٌابِ ٌ اهين ۪ اعم ٌقق ٌ حٌو ۞ ٌ ٌاهصاوخٌعمجاف ٌرونل اٌفورحٌكْلتٌو
َ
َ
َ
َ َّ َ َ
ُّ
ْ
َ
ْ َ ْ
ه َ
َ َ
ْ ِّ
َ َ
ه ه ه
َ
َ
ه ْ
ِّ
Yani: "İşte Risale-i Nur'un Sözleri Harfleri ki, onlara işaretler
eyledik. Sen onların hassalarını topla ve manalarını tahkik eyle.
Bütün Hayır ve Saadet, onlarla tamam olur." der. "Harflerin
manalarını tahkik et." karinesiyle manayı ifade etmeyen hecaî
harfler murad olmayıp, belki Kelimeler manasındaki "Sözler"
namıyla Risaleler muraddır.
ِ
ٌ للّا ٌَّلاٌبيغْل ٌ مَل ٌ ا ٌ عيٌَل
ه ٰ
َ ْ َ
ْ َ ه
ِ
۪
انْاَطخ ٌ َاٌوَا ٌ َٓ اني َ نَ ٌن ِ ٌ اٌ َٓ انْذخاءوتٌَل ٌ انبر
ْ
َ ه
َ َّ َ
َ
َ
ْ
َ ْ
Said Nursî
* * *
Aziz, Sıddık Kardeşim Re'fet Bey!
Senin âlimane suallerin Risale-i Nur'un "Mektubat" kısmında çok
ehemmiyetli Hakikatların anahtarları olmasından senin suallerine karşı
lâkayd kalamıyorum. Bunun kısa cevabı şudur:
Madem Kur'an bir Hutbe-i Ezeliyedir, nev'-i beşerin umum
tabakatıyla ve Ehl-i İbadetin bütün taifeleriyle konuşur; elbette onlara
göre müteaddid manaları ve küllî manasının çok mertebeleri bulunacak.
Bazı Müfessirler, yalnız en umumî veya en sarih veya Vâcib veya bir
Sünnet-i Müekkedeyi ifade eden manayı tercih eder. Meselâ bu Âyette
ِ
ِ
ٌ هح ٌ بسفٌ ِلي ٌ َّللاٌ ٌ نمو dan ehemmiyetli bir Sünnet olan iki Rek'at Teheccüd
َ
َ َ
ه
َ ْ
ْ
ِّ
ٌ ِ
م
و
Namazını ve ٌج ٌ نلاٌرابد ِ ٌ ا dan, bir Sünnet-i Müekkede olan Sabah Fecir
ُّ
َ َ ْ
ه
Sünnetini zikretmiş. Yoksa evvelki mananın daha çok efradı var.
Kardeşim, seninle konuşmak kesilmemiş.