Page 298 - Risale-i Nur - Şualar
P. 298

300                                                                                                                                    ŞUÂLAR


          zahmet  çekiyor  tahattur  ettim.  Birden  hatıra  geldi:  Onu  tebrik  et!  O,
          kendini  faidesiz  bir  ihtiyat  ile  Risale-i  Nur'daki  çok  ehemmiyetli
          makamından  ve  büyük  hissesinden  bir  derece  çekmek  isterdi.  Fakat
          Hizmetinin  Kudsiyeti  ve  Azameti,  onu  yine  o  büyük  hisseye  ve  pek
          büyük  Sevaba  muvaffak  eyledi.  Az  bir  sıkıntı  ve  geçici  bir  küçük
          zahmet ile böyle bir Şeref-i Manevîden geri kalmamak gerektir.

              Evet Kardeşlerim! Madem herşey gidiyor ve gittikten sonra eğer
          lezzet  ve  keyf  ise,  boşu  boşuna  gider,  bir  hasret  kalır;  eğer  sıkıntı  ve
          zahmet  ise,  hem  dünyevî  ve  uhrevî,  hem  böyle  bir  Kudsî  Hizmet
          noktasında  öyle  bir  lezzetli  faideler  var  ki,  o  zahmeti  hiçe  indirir.
          İçinizde biri müstesna, en ihtiyarı ve en ziyade başına sıkıntılar toplanan
          benim.  Sizi  temin  ederim;  tam  bir  Sabır  ve  Şükür  ve  Tahammül  ile
          halimden  memnunum.  Musibete  Şükür  ise,  musibetteki  Sevab  ve
          uhrevî ve dünyevî faideleri içindir.

                                          * * *

              Aziz Kardeşlerim!

                  "Meyve"nin Mes'elelerinin tekmil edilmesine meydan vermeyen
                                       ِ
                              ٌ للّا
          manilerin  zevali  ile  ٌءآَش  ٌ نا ٌ  yine başlanacak ki; birisi, soğuk; birisi,
                                      ْ َ
                                  َ ٰ
                              ه
          masonların  onun  kuvvetinden  dehşet  almalarıdır.  Ben  bu  musibette,
          Kader-i  İlahî  cihetini  düşünüyorum.  Zahmetim  Rahmete  inkılab  eder.
          Evet Risale-i Kader'de beyan edildiği gibi, her hâdisede iki sebeb var:
          Biri zahirîdir ki; İnsanlar ona göre hükmederler, çok defa zulmederler.
          Biri de Hakikattır ki; Kader-i İlahî ona göre hükmeder, o aynı hâdisede
          beşer  zulmünün  altında Adalet  eder.  Meselâ  bir  adam,  yapmadığı  bir
          sirkat  ile zulmen hapse atılır. Fakat  gizli bir  cinayetine binaen, Kader
          dahi hapsine hüküm verir, aynı zulm-ü beşer içinde Adalet eder.

              İşte bu mes'elemizde Elmaslar, şişelerden; Sıddık Fedakârlar, müte-
          reddid sebatsızlardan; ve Hâlis Muhlisler, benlik ve menfaatini bırakma-
          yanlardan ayrılmak için bu şiddetli imtihana girmemizin iki sebebi var:

              Birisi: Ehl-i dünya ve siyasetin evhamlarına dokunan kuvvetli bir
          Tesanüd  ve  İhlasla  fevkalâde  Hizmet-i  Diniyedir;  zulm-ü  beşer  buna
          baktı.

              İkincisi: Herkes kendi başına bu Kudsî Hizmete tam İhlas ve tam
   293   294   295   296   297   298   299   300   301   302   303