Page 302 - Risale-i Nur - Şualar
P. 302

304                                                                                                                                    ŞUÂLAR


          Tahirî  gibi  Kalemleri  Kur'ana  ve  Kur'an  Hattına  mahsus  ve  memur
          olmalarından bana endişe verir. Başkalar yazsalar daha münasibdir.

                                          * * *
              Aziz Kardeşlerim!

              Bir seneden beri bir parça, yani bir kilo kadar şehriye ve pirinçten
          sarf  ediyordum.  Şübhem  kalmadı  ki,  büyük  bir  Bereket  içinde  var.
          Şimdi  siz  bırakmıyorsunuz  ki,  pişireyim.  Öyle  ise,  onu  size  hem
          teberrük,  hem  bereketli  bir  hediye  ediyorum.  O  yıldız  şehriyeden  bir
          defa  hârika  bir  bereketi  gördüm.  Taneleri  pişirdikten  sonra
          kurutuyordum. Bir tek tane on mislinden ziyade büyük olduğunu ben ve
          başkaları gördük.

                                          * * *
              Aziz Kardeşlerim!

              Bu  gece  Evrad  ile  meşgul  olurken  nöbetçiler  ve  başkalar
          işitiyorlardı. Kalbime geldi ki: Acaba bu izhar, Sevabını noksan etmiyor
          mu?  diye  telaş  ettim.  Hüccet-ül  İslâm  İmam-ı  Gazalî'nin  meşhur  bir
          Sözü  hatıra  geldi.  O  demiş:  "Bazan  izhar,  çok  defa  ihfadan  daha
          ziyade  efdal  olur."  Yani  aşikâre  yapmakta  başkalar  ya  istifade  veya
          taklid etmek veya gafletten uyanmak veya dalalette ve sefahette muan-
          nid  ise,  karşısında  Şeair-i  İslâmiye  nev'inde  izhar  etmek,  İzzet-i
          Diniyeyi  göstermek  gibi  çok  cihetle,  hususan  bu  zamanda  ve  İhlas
          Dersini  tam  alanlarda  değil  riya,  belki  gizliden  tasannu  karışmamak
          şartıyla çok ziyade Sevablı olabilir diye bir Teselli buldum.

                                          * * *

              İki gün evvel sorgu hâkimi beni çağırdığı vakit, ben Kardeşlerimi
          nasıl  müdafaa  edeyim  diye  düşünürken,  İmam-ı  Gazalî'nin  "Hizb-ül
          Masun"unu açtım. Birden bu Âyetler nazarımda göründü:
                                                                           ِ
                                                                 ِ
              ٌ ۞  ٌ منْامي ٌ َابوٌميه ۪ ِ  ْ  ٌ َاٌ ٌ ي ٌ د  ٌ يبٌم ٌ هرونٌعٰيُ ۞ ٌاونمٰاٌني ٌ ذَّلا ٌِنعٌعفاديٌللّاٌنا
                ِ ِ
                                                         ۪
                      ِ
                                                                   َ َ ٰ َّ
                                           ٰ ْ َ
                                                   ه َ َ
               ْ
                                َ ْ َ ْ
                       َ ْ
                                     ه ه ه
                                                                    ه
                                                              َ ه
                   َ ْ
                                           ِ
                                                    ۪
                              ٌ مه ٌ َلٌبوهط  ۞ ٌ  ٌمهيَل َ ْ  ٌ ٌ ع  ٌ ظيفح ٌللَّا ٌ
                                   ٰ
                              ْ ه
                                                       ه ٰ َ
                                          ْ
          Baktım   ki:  Birinci  Âyet,  -şeddeler  sayılsa  ve  meddeler  sayılmazsa,
          اونمٰاٌdeki  و  dahi  meddedir - makam-ı cifrîsi  ve  ebcedîsi   binüçyüz
            ه َ
   297   298   299   300   301   302   303   304   305   306   307