Page 297 - Risale-i Nur - Şualar
P. 297
ONÜÇÜNCÜ ŞUÂ 299
Aziz, Sıddık Kardeşlerim!
Şimdi Zuhr Namazını kıldım, Tesbihat içinde siz hatırıma geldiniz
ki; herbiri hem kendini, hem hanesindeki akrabasını düşünmekle
mahzun olur. Birden kalbe geldi ki: Madem eski zamanlarda Âhiretini
dünyasına tercih edenler, hayat-ı içtimaiyenin günahlarından kurtulmak
ve Âhiretine hâlisane çalışmak niyetiyle mağaralarda, çilehanelerde
Riyazet ile hayatlarını geçirenler bu zamanda olsaydılar, Risale-i Nur
Şakirdleri olacaktılar. Elbette şimdi bu şerait altında bunlar, onlardan on
derece daha ziyade muhtaçtır ve on derece fazla Fazilet kazanıyorlar ve
on derece daha rahattırlar.
* * *
Aziz, Mübarek Kardeşlerim!
Pek çok selâm... Bizim memlekette eskide Arefe gününde bin
İhlas-ı Şerif okurduk. Ben şimdi bir gün evvel beşyüz ve Arefede
dahi beşyüz okuyabilirim. Kendine güvenen, birden okuyabilir. Ben
gerçi sizleri göremiyorum ve hususî herbirinizle görüşmüyorum, fakat
ben ekser vakitler, Dua içinde herbirinizle bazan ismiyle sohbet ederim.
* * *
Aziz, Sıddık Kardeşlerim!
Ben şimdiye kadar Nur Fabrika Dairesinin Mübarekler Heyetinden
iki ehemmiyetli Rükünler kurtulmuşlar tahmin ederim. Elhak o Daire, o
Heyet; altı-yedi senede yirmi-otuz sene kadar fatihane iş görmüşler.
Parlak Kalemlerinin yadigârları gibi, onların Hizmetleri yine tevakkuf
etmez; onların bedeline, onların Defter-i A'mallerine Hasenat yazdırıyor.
Hattâ Hizb-i Nurî'nin öyle bir kuvvetli Fütuhatı var ve öyle ehemmi-
yetli yerlere girmiş ki, Onu neşredenler mütemadiyen çalışıyorlar
hükmündedir. Ben, pek çok çalışmış ve çalışkan Hâfız Mustafa'yı da
evvelki zât gibi dışarıda zannederdim, yalnız bir defa "O da buradadır"
işittim; belki başka Mustafa'dır diye Teselli buluyordum.
* * *
Aziz Kardeşlerim!
Ben, bu Sabah Tesbihatta Hâfız Tevfik'e acıdım. Bu iki defadır