Page 482 - Risale-i Nur - Şualar
P. 482

484                                                                                                                                    ŞUÂLAR


              S  â  n  i  y  e  n  :  Pek  geniş  ve  şiddetli  ve  merhametsiz  bu  taarruz  ve
          hücum,  şimdilik  yirmiden  bire  indi.  Binler  Haslar  yerinde  birkaç  zât  ve
          yüzbinler  alâkadarlar  bedeline  mahdud  birkaç  yeni  Kardeşleri  topladılar.
          Demek İnayet-i İlahiye ile pek hafif bir surete çevrilmiş.

              S â l i s e n : İnayet-i Rabbaniye ile iki sene aleyhimizde plân çeviren
          sâbık  vali  def'oldu  ve  aleyhimizde  pek  ziyade  evhamlandırılan  Dâhiliye
          Vekili'nin  hemşehriliği  ve  nesilce  cedleri  ziyade  dindarlık  cihetiyle  bu
          dehşetli  hücumu  pek  çok  hafifleştirdiğine  kuvvetli  bir  ihtimal  var.  Onun
          için me'yus olmayınız ve telaş etmeyiniz.

              R â b i a n : Pek çok tecrübelerle ve hâdiselerle kat'î kanaat verecek
          bir tarzda, Risale-i Nur'un ağlamasıyla ya zemin titrer veya hava ağlar.
          Gözümüzle  çok  gördüğümüz  ve  kısmen  mahkemede  dahi  isbat  ettiğimiz
          gibi; tahminimce, bu kış emsalsiz bir tarzda yaz gibi -bidayette- gülmesi,
          Risale-i  Nur'un  perde  altında  teksir  makinesiyle  gülmesine  ve  İntişarına
          Tevafuku  ve  her  tarafta  taharri  ve  müsadere  endişesiyle  tevakkufla
          ağlamasına,  birdenbire  kış  dehşetli  hiddeti  ve  ağlamasıyla  tetabuku,
          kuvvetli  bir  emaredir  ki,  Hakikat-ı  Kur'aniyenin  bu  asırda  parlak  bir
          Mu'cize-i Kübrasıdır, zemin ve Kâinat Onun ile alâkadar...

                                                                     Said Nursî
                                          * * *

              Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

              Bugün  birden  hatıra  geldi  ki;  Mes'ele-i  Nuriye  münasebetiyle  bu
          Medreseye Kader-i İlahî ve kısmetin sevkiyle gelenleri ta'ziye yerine tebrik
          eyle. Çünki ekseriyetin herbiri yirmi-otuz sene, belki yüz sene, belki bin
          masum Kardeşlerimize bedel gelip onları bir derece zahmetten kurtarıyor.
          Hem Nur'la İmana Hizmetiniz devam etmekle beraber, herbiri az zamanda
          çok Hizmet etmiş.. bazıları on senede yüz senelik iş görmüş gibidir. Hem
          bu yeni Medrese-i Yusufiye'nin imtihanında bulunup Onun geniş ve küllî
          kıymetdar neticelerine bilfiil hissedar olmak için bu zahmetli Mücahedeye
          giriyorlar.  Ve  kolayca  görmelerine  müştak  oldukları  hâlis,  sadık
          Kardeşlerini görüp tatlı bir  Ders alıp veriyorlar.  Hem madem dünyanın
          istirahat zamanları devam etmiyor, boşuboşuna gidiyor; elbette böyle
          az zahmetle çok kâr kazananlar tebrike lâyıktırlar.
   477   478   479   480   481   482   483   484   485   486   487