Page 487 - Risale-i Nur - Şualar
P. 487
ONDÖRDÜNCÜ ŞUÂ 489
ِ ِ
ِ
هناحبس همساب
ُ َ َ ْ ُ ْ
Aziz, Sıddık Kardeşlerim ve Hapis Arkadaşlarım!
E v v e l â : Sureten görüşmediğimizden merak etmeyiniz. Bizler
manen her zaman görüşüyoruz. Benim ehemmiyetsiz şahsıma bedel, Nur-
dan elinize geçen hangi Risaleyi okusanız veya dinleseniz, benim âdi
şahsım yerine Kur'anın bir Hâdimi haysiyetiyle beni o Risale içerisin-
de görüp sohbet edersiniz. Zâten ben de sizinle bütün Dualarımda ve
yazılarınızda ve alâkanızda hayalimde görüşüyorum ve bir dairede
beraber bulunmamızdan her vakit görüşüyoruz gibidir.
S â n i y e n : Bu yeni Medrese-i Yusufiye'deki Risale-i Nur'un yeni
Talebelerine deriz: Kuvvetli hüccetlerle hattâ ehl-i vukufu da teslime
mecbur eden İşarat-ı Kur'aniye ile Nur'un Sadık Şakirdleri İman ile
kabre girecekler. Hem Şirket-i Maneviye-i Nuriyenin Feyziyle herbir
Şakird derecesine göre umum Kardeşlerinin manevî kazançlarına ve
Dualarına hissedar olur. Güya âdeta binler dil ile istiğfar eder, İbadet
eder. Bu iki faide ve netice, bu acib zamanda bütün zahmetleri, sıkıntıları
hiçe indirir; pek çok ucuz olarak o iki kıymetdar kârları Sadık müşterilerine
verir.
Said Nursî
* * *
ِ ِ
ِ
هناحبس همساب
ُ َ َ ْ ُ
ْ
Aziz, Sıddık Kardeşlerim!
[Afyon müdafaanamesinin hem bize, hem bu Nurlara,
hem bu memlekete, hem Âlem-i İslâm'a alâkadar
ehemmiyetli Hakikatları var.]
Herhalde bunu yeni hurufla beş-on Nüsha çıkarmak lâzımdır, tâ
Ankara makamatına gönderilsin. Bizi tahliye ve tecziye etseler de hiç
ehemmiyeti yok. Şimdi vazifemiz; o müdafaattaki Hakikatları hem hükû-
mete, hem adliyelere, hem millete bildirmektir. Belki de Kader-i İlahî bizi
bu Dershaneye sevketmesinin bir hikmeti de budur. mümkün olduğu kadar
çabuk makine ile çıksın. Bizi bugün