Page 489 - Risale-i Nur - Şualar
P. 489

ONDÖRDÜNCÜ  ŞUÂ                                                                                                             491



               Aziz, Sıddık Kardeşlerim!
               Ehl-i dünya bir siyasette ve bir san'atta ve bir vazifede, ya bir hayat-ı
           içtimaiyeye  aid  bir  hizmette  ve  hususî  bir  nevi  ticarette  bulunan  herbir
           taifenin bir nevi kongrede toplanması ve müzakeresi gibi; İman-ı Tahkikî
           Hizmet-i  Kudsiyesinde  bulunan  Nur  Talebeleri  dahi  Kader-i  İlahiyenin
           Emriyle  ve  İnayet-i Rabbaniyenin Tensibi ve Sevkiyle bu Medrese-i Yusu-
                                              ِ
           fiye kongresine gelmesinde  للّٰا  ءااش  نا pek çok kıymetdar manevî faide ve
                                     ُ   َ ه  ْ َ
           ehemmiyetli  neticeler  İhsan  edilecek  ve  Nur'un  Erkânları  herbiri  bir  elif
           gibi tek başına bir yerde bir kıymeti varsa, bir ا üç ا le omuz omuza verip
                                                                                ِ
           halen görüşse binyüzonbir olması gibi, bu içtimada kıymeti ve  للّٰا  ءااش  نا
                                                                               ْ َ
                                                                       ُ ه
                                                                          َ
           kudsî hizmeti ve Sevabı bin olur.. o ا elfün olur.
                                           * * *


                                                   ِ
                                         هناحب   س ه ِ ِ    مساب
                                       ُ َ َ
                                             ُ ْ
                                                  ْ
               Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

               Bugün  benim  pencerelerimi  mıhlamalarının  sebebi,  mahpuslarla
           mürafaa ve selâmlaşmamaktır. Zahirde başka bahane gösterdiler. Hiç merak
           etmeyiniz. Bilakis benim ehemmiyetsiz şahsım ile meşgul olup Nurlara ve
           Talebelerine  çok  sıkıntı  vermediklerinden,  beni  cidden  ve  kalben  onların
           şahsî ihanetler ve işkencelerle tazib etmeleri, Nurların ve sizlerin bedeline
           olduğu ve bir derece Nurlara ilişmemeleri cihetinde memnunum ve Sabır
           içinde  şükrederim,  merak  etmiyorum.  Siz  dahi  hiç  müteessir  olmayınız.
           Gizli düşmanlarımız memurların nazar-ı dikkatini şahsıma çevirmesinden,
           Nurların ve Talebelerinin selâmet ve maslahatları noktasında bir İnayet ve
           bir Hayır var diye kanaatım var. Bazı Kardeşlerimiz hiddet edib dokunaklı
           konuşmasınlar,  hem  ihtiyatla  hareket  etsinler  ve  telaş  etmesinler,  hem
           herkese  bu  mes'eleden  bahis  açmasınlar.  Çünki  safdil  Kardeşlerimiz  ve
           ihtiyata  daha  alışmayan  yeni  Kardeşlerimizin  sözlerinden  mana  çıkaran
           casuslar bulunur. Habbeyi kubbe yapar, ihbar edebilir. Şimdi vaziyetimiz
           şaka  kaldırmıyor.  Bununla  beraber  hiç  endişe  etmeyiniz.  Biz  İnayet-i
           İlahiye  altındayız  ve  bütün  meşakkatlara  karşı  kemal-i  sabırla  belki
           şükür ile mukabele etmeğe azmetmişiz. Bir dirhem zahmet, bir batman
           Rahmet ve Sevabı netice verdiğinden, şükretmeğe mükellefiz.
                                                                      Said Nursî
   484   485   486   487   488   489   490   491   492   493   494