Page 483 - Risale-i Nur - Şualar
P. 483
ONDÖRDÜNCÜ ŞUÂ 485
Kardeşlerim, bu geniş hücum, Risale-i Nur'un Fütuhatına karşıdır.
Fakat anladılar ki; Nurlara iliştikçe daha ziyade parlar, Ders Dairesi
ِ
genişlenip ehemmiyet kesbeder ve mağlub olmaz. Yalnız ترونت ارس
ْ َ َّ َ َ
ًّ
perdesi altına girer. Onun için plânı değiştirdiler, zahiren Nurlara
ilişmiyorlar. Biz madem İnayet altındayız, elbette kemal-i Sabır içinde
şükretmeliyiz.
* * *
ِ ِ
ِ
ه ناحبس همساب
ُ
ْ
َ َ ْ ُ
Aziz, Sıddık Kardeşlerim !
Garib ve latif iki halimi beyan etmek lâzım geldi.
B i r i n c i s i : Benim tecrid-i mutlakta sizin gibi canımdan ziyade
sevdiğim Kardeşlerimle serbest görüşemediğimde bir İnayet-i İlahiye ve
bir maslahat bulunduğu Kalbime ihtar edildi. Çünki elli lirayı sarfedib
görüşmek için Emirdağı'na gelerek elli dakika, bazı on dakika, bazı hiç
görüşmeden giden çok Âhiret Kardeşlerimiz, birer bahane ile kendilerini
bu Medrese-i Yusufiye'ye atacaklardı. Benim dar vaktim ve İnzivadan
gelen halet-i ruhiyem bıraksa, o fedakâr dostlara tam sohbet etmeğe
Hizmet-i Nuriye müsaade etmezdi.
İ k i n c i s i : Bir zaman meşhur bir Allâmeyi, harbin müteaddid
cephesinde Cihada gidenler görmüşler, ona demişler... O da demiş: "Bana
Sevab kazandırmak ve Derslerimden Ehl-i İmana istifade ettirmek için
benim şeklimde bazı Evliyalar benim yerimde işler görmüşler." Aynen
bunun gibi, Denizli'de Câmilerde beni gördükleri hattâ resmen ihbar
edilmiş ve müdür ve gardiyana aksetmiş. Bazıları telaş ederek, "Kim ona
hapishane kapısını açıyor?" demişler. Hem burada dahi aynen öyle
oluyor. Halbuki benim çok kusurlu, ehemmiyetsiz şahsiyetime pek cüz'î bir
hârika isnadına bedel, Risale-i Nur'un hârikalarını isbat edib gösteren
Sikke-i Gaybî Mecmuası yüz derece, belki bin derece ziyade Nurlara
itimad kazandırır ve makbuliyetine imza basar. Hususan Nur'un Kahraman
Talebeleri, hakikaten hârika halleri ve Kalemleriyle imza basıyorlar.
Said Nursî
* * *