Page 595 - Risale-i Nur - Şualar
P. 595

Onbeşinci Şua







                                  Elhüccetüzzehra

                                  İ K İ   M A K A M D I R

                  [Bu Ders zahiren küçük, Hakikaten pek büyük ve çok kuvvetli
                   ve  çok  geniş  bir  Risaledir.  Hem  benim Tefekkürî  hayatımın,
                   hem Nur'un tahkikî hayat-ı maneviyesinin İlmelyakîn, Aynel-
                   yakîn ittihadından çıkan bir Meyve-i İmaniye ve firdevsî bir
                   Semere-i Kur'aniyedir.]

                                                                      Said Nursî

                                 B İ R İ N C İ   M A K A M
                                      ÜÇ KISIMDIR

                   [Yirminci Mektub'un Hülâsat-ül Hülâsası, Üçüncü Medrese-i
                   Yusufiye'de verilen Dersin Birinci Kısmı'dır.]

                             ۪
                                   ۪ ِ
                                                               ِ
                                            ۪
                             ي   عت َ نَ هب  َ    ۞   و    ميح َّ   رلا ِنمح   رلا   ِ   للّٰا ِمبِ
                                                          ه
                              َ ُ
                                                     َّ ٰ ْ
                                                              ْ
                                ْ
               Afyon  hapsinde  onbir  ay  tecrid-i  mutlakta  bulunduğuma  dair
           Mahkeme-i  Temyiz'e  yazdığım  istida  bahanesiyle  otuzbeş  sene  İnzivada,
           hususan gecelerde dünyayı unutmakta bulunan ve garazkârane tarassudlarla
           yirmiüç  sene  sıkıntı  çekmesinden  İnsanlardan  tevahhuş  edib  yalnız  tek
           başına kalarak, hizmetçisinden ve Nur Dersini iştiyakla arzulayandan başka
           kimse ile bir saat beraber bir yerde bulunmasından çok sıkılan benim gibi
           bir bîçareyi, beşinci koğuşa cebren nakil ve Kardeşlerimin yanıma gelme-
           lerini  yasak  ettiler.  O  kalabalık  içinde  yaşayamayacağım  diye  çok  telaş
           ederken,  birden  bir  alâmet-i  hiddet  ve  gadab  olarak  soğuk  o  derece
           şiddetlendi ki; eğer o eski yerimde kalsa idim, hiç dayanamayacaktım. O
           zahmet, benim hakkımda Rahmete döndü.
   590   591   592   593   594   595   596   597   598   599   600