Page 597 - Risale-i Nur - Şualar
P. 597
15. ŞUÂ - EL - HÜCCETÜZZEHRA 599
hem Denizli Mahkemelerinde galebesiyle ve perde altında tesirli İntişarıyla
Talebelerine beraet kazandırmağa sebeb olduğu gibi, Onun gizli Tab'ı da,
Şakirdlerinin dokuz ay mevkufiyetlerine vesile olmasıyla İmam-ı Ali'nin
(R.A.) hem Keramet-i Gaybiyesini, hem Nur Şakirdlerinin bedeline
Duasını pek zahir bir surette tasdik etti.
Evet Âyet-ül Kübra Şuaı otuzüç İcma-i Azîmi ve küllî Hüccetleri
mevcudatın heyet-i mecmuasında gösterip, herbir Hüccet-i Külliyede
hadsiz Bürhanlara işaret ederek başta Semavat, yıldızlar kelimeleriyle; arz,
hayvanat ve nebatat kelâmları ve cümleleriyle; gitgide tâ Kâinat mecmuası,
müştemilât ve mevcudat ve hudûs ve imkân ve tagayyür Hakikatlarının
kelimeleriyle Vâcib-ül Vücud'un Mevcudiyetini ve Vahdaniyetini güneş
zuhurunda ve gündüz kat'iyyetinde isbat ediyor. Sarsılmaz bir İman
isteyen ve dinsiz anarşistliğe karşı kırılmaz bir Kılınç arayanlar, Âyet-
ül Kübra'ya müracaat etsinler.
İKİNCİ KELİME: دحو dur. Bundaki hüccete gayet kısa bir işaret
ه
َ َ
ْ ُ
şudur:
Bu Kâinatta, her cihette bir Birlik, bir Vahdet görünüyor. Meselâ:
Kâinat bir muntazam şehir, bir muhteşem saray, bir mücessem manidar
Kitab, bir cismanî ve her Âyeti, hattâ herbir harfi ve herbir noktası
Mu'cizekâr bir Kur'an hükmünde bulunmasıyla bir Vahdet ve Birlik
gösterdiği gibi, o sarayın lâmbası bir ve takvimci kandili bir ve ateşli aşçısı
bir ve sakacı süngeri, sucusu bir, bir bir bir, tâ binbirler kadar Birlikleri ve
Vahdetleri göstermekle o sarayın ve şehrin, o Kitabın, o cismanî Kur'an-ı
Kebir'in Sahibi, Hâkimi, Kâtibi, Musannifi bilbedahe Mevcud ve Vâhid ve
Birdir diye kat'î isbat eder.
ا
ك
ÜÇÜNCÜ KELİME: ي ۪رش ٰل dur. Bundaki hüccete gayet kısa bir
َ
َ
işaret şudur ki:
Âyet-ül Kübra Şuaının madeni, Üstadı, esası ve Âyet-ül Kübra
namında olan
ِ
ِ
ِ
ذا نوُلوقي امَك ةهلٰا
لِ ي۪بس شرعْلا ى ِ ذ ٰلٰا اوغت بَل ا َ ُ َ َ ٌ َ ِ اهعم ناَك وَل لق
ْ َ َ
ْ ُ
ُ
َ َ َ
ْ
ْ
ْ َ
َ