Page 745 - Risale-i Nur - Şualar
P. 745

SEKİZİNCİ  ŞUÂ                                                                                                                     747


           dahi  Otuzuncu  Lem'ayı  tâkip  eden  İşârat-ı  Huruf-u  Kur'âniye
           Risalesine takdir edip işaretle tasdik ediyor.
                           ِ
             تَل   جن    ا    ت   مْلُّظلا  ه ِ   ب    سوم   اص   ع مسا و Kelimesiyle  dahi şimdilik en âhir
                     َ ُ ْ
                                       َ ُ
                                             َ
               َ ْ
                                     َ ُ
                                           ْ
                                ٰ
           Risale  ve  Tevhid  ve  Îmanın  elinde  Asâ-yı  Mûsa  gibi  hârikalı  en
           kuvvetli Bürhan olan mecmua Risalesini senakârane remzen gösteriyor
           gibi bir tarz-ı ifadeden bilâperva hükmediyoruz ki: Hazret-i İmam-ı Ali
           (R.A.) hem Risale-i Nurdan hem çok ehemmiyetli Risalelerinden mâna-
           yı hakikî ve mecazî ile işârî ve remzî ve îmâî ve telvihî bir surette haber
           veriyor. Kimin şüphesi varsa işaret olunan Risalelere bir kere dikkatle
           baksın. İnsafı varsa şüphesi kalmaz zannediyorum.

               Buradaki mâna-yı işarî ve medlûl-u mecazîlere karinelerin en güzeli
           ve  lâtifi,  aynı  tertibi  muhafaza  ile  verilen  isimlerin  münasebetidir.
           Meselâ,  yirmidokuz  otuz  ve  otuzbir  ve  otuziki  mertebe-i  tâdâdda
           Yirmidokuz  ve  Otuz  ve  Otuzbir  ve  Otuzikinci  Sözlere  gayet  münasib
           isimler  ile  ve  başta  Sözlerin  başı  olan  Birinci  Söze,  aynı  Besmele
           Sırriyle; ve âhirde şimdilik Risalelerin âhirine, mahiyetini gösterir lâyık
           birer isim vererek işaret etmesi gerçi gizli ise de, fakat çok güzeldir ve
           letâfetlidir.  Ben  itiraf  ediyorum  ki:  Böyle  makbul  bir  Eserin  mazharı
           olmak,  hiçbir  vecihle  o  makama  liyakatım  yoktur.  Fakat  küçük,
           ehemmiyetsiz  bir  çekirdekten  koca  dağ  gibi  bir  ağacı  halk  etmek,
           Kudret-i  İlâhiyenin şe'nindendir ve âdetidir ve azametine delildir. Ben
           kasemle te'min ederim ki: Risale-i Nuru senâdan maksadım Kur'anın
           Hakikatlarını ve Îmanın Rükünlerini Te'yid ve İsbat ve Neşirdir.

               Hâlık-ı  Rahimime  yüzbinler  şükrolsun  ki:  Kendimi  kendime
           beğendirmemiş. Nefsimin ayıplarını ve kusurlarını bana göstermiş.
           Ve  o  nefs-i  emmâreyi  başkalara  beğendirmek  arzusu  kalmamış.
           Kabir  kapısında  bekleyen  bir  adam,  arkasındaki  fâni  dünyaya
           riyakârane  bakması,  acınacak  bir  hamakattır.  Ve  dehşetli  bir
           hasârettir.  İşte  bu  Hâlet-i  Ruhiye  ile  yalnız  Hakaik-ı  Îmaniyenin
           Tercümanı  olan  Risale-i  Nurun  doğru  ve  Hak  olduğuna  lâtif  bir
           münasebet söyleyeceğim. Şöyle ki:

               Celcelûtiye, Süryanice Bedî demektir. Ve Bedî mânasındadır. İbare-
           leri Bedî olan Risale-i Nur, Celcelûtiyede mühim bir mevki tutup ekser
           yerlerinde  tereşşuhatı   göründüğünden,   Kasidenin  ismi  ona   bakıyor
   740   741   742   743   744   745   746   747   748   749   750